Sabah Emiralem´deki bahçe aralarından yürüyerek dolaşıyordum. Yolda bir köylü durdu beni arabasına aldı. Yayla kahvesinin önünde durduk. Yayla kahvesinin önüne geldiğimizde ?bu sabah bir değişiklik var? diye düşündüm. Kısa bir zaman sonra sebebini buldum. Demiryolu kenarındaki en az 50 yıllık çam ağaçlarının bir kısmını kesmişlerdi. En az 20 metre veya fazlası yükseklikteki kereste olmaya uygun dümdüz ağaçlar odun yapılmak üzere küçük parçalar halinde kesilmiş yerde yatıyorlardı. Göz göre göre kesiyorlar yahu dedim. Köylü ? Hocam biz kesecek olsak bin yerden izin almamız gerekir ama Devlet olunca böyle kesiveriyor? dedi.
Demek ki neymiş? Vatandaşa zorunlu olan mevzuat devlet kurumlarının taşeronları söz konusu olduğunda işlemez hale geliyormuş. Sizce bu doğru bir uygulama mı?
Köylü ile konuşmaya devam ettik. ? İyi ama bunlar belki elli yıllık hatta daha fazla ? dedim. Köylü arabasının kapısını kapatırken ? Hocam? dedi ?her nimetin bir de külfeti var. Demiryolu yapacaklar ya. Hem şimdi teknoloji öyle ilerledi ki isterlerse seneye buraya bu ağaçlar gibi ağaçları anında dikerler. ?
Demek ki neymiş? Vatandaşımız hızlı trenin Emiralem için bir nimet olduğunu düşünüyor. Hızlı tren Emiralem için hakikaten bir nimet mi yoksa değil mi?
Hızlı tren hattı döşemek için kesilen en az elli yılda yetişen onlarca yetişkin çam ağacının teknolojik imkanlar sayesinde çok kısa zamanda yenilenebileceğine inanıyor. Öyle mi hakikaten?
Kulağım pek delik değildir. Güçlü çevreler ile de hiç yakınlığım yoktur ki bana el altından bilgi versinler. Ancak küçük verilerden etkili yorumlar yapabilirim. Geçen aylarda arşivimi düzenlerken çok kısa zamanda İzmir Ankara Hızlı Treninin yapılacağına yönelik bir gazete haberi okumuştum. Bunun nasıl olabileceğini düşündüğümde tek yolunun var olan hattın yanına bir hat daha döşemek olduğunu düşünmüştüm. Geçtiğimiz haftalarda bu konuyu inceleyen yazılarım olmuştu. O gün itibariyle herkes benim dediğimin dışında bir projeye inandırılmıştı. Zaman beni haklı çıkardı. Hızlı tren yerleşim yerlerinin ortasından geçirilecek. Benim de Emiralem adına kaygılarım katlanarak arttı.
İzmir´e tüm Türkiye´den gelen trenlerin Menemen dolayındaki bir merkez garda buluştuğu durumda bunun hem Menemen´e hem de Emiralem´e nimeti kadar külfeti de olur. Konumuz Emiralem olduğuna göre Emiralem´den geçen bu trenlerin çoğu Emiralem´de durmayacak hızla geçeceklerdir bunun kabullenilmesinde yarar var. Hızla geçen bu trenlerin emniyeti için Emiralem´de yerleşim yerlerinin ortasındaki tren hattı iki tarafı yüksek duvarlarla kapalı bir tren hattı olacaktır. Dünyada 100-150 yıl kadar önce döşenmiş bu hatlar zamanla yerleşim yerlerinin içinde kaldıklarında ya toprak duvarlar ya da ses perdeleri ile çevreye rahatsızlık vermeyecek hale sokulmaya çalışılmışlardır. Oysa biz bu hattı bu gün inşa ediyoruz. Bu durumda aklın yolu birdir.
Yapılması gereken Emiralem´deki yerleşim alanından geçen tren hattının yerin altına alınmasıdır. Demiryolu hattını yer altına almanın ek maliyeti üzerine yapılabilecek tesisler, dükkanlar, parklar yoluyla geri kazanılabilecektir. Bu dediğimin şimdi yapılmadığı durumda ileride yapılması çok daha külfetli olacaktır.
Buraya kadar anlattıklarım geçen haftalarda yazdıklarımın bir özeti gibi oldu. Ancak demiryolu ve yeni yapılacak otoyol inşaatları Emiralem´e başka bir sorun daha getiriyor. Bu sorun Emiralem´de tarımın önemli bir zarar görmesi, belki de bitmesi anlamına geliyor.
Emiralem´e oldukça büyük bir taş kırma ve beton imalat tesisi kurulması için Valilik´çe izin verilmiş.
Haftaya da bu konuyu işlerim.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |