Menemen'in Sesi
Yazarlar Spor Güncel Siyaset Video Galeri Foto Galeri Tümü
PEHLİVAN’A TBB’DE ÖNEMLİ GÖREV!
PEHLİVAN’A TBB’DE ÖNEMLİ GÖREV!
PEHLİVAN’DAN ÇİFTÇİLERE MÜJDE
PEHLİVAN’DAN ÇİFTÇİLERE MÜJDE
Kitap kafelerin sayısı 10’a çıkacak
Kitap kafelerin sayısı 10’a çıkacak
BİR YILDIZ KAYMIŞ
BİR YILDIZ KAYMIŞ
2 Ekim 2017 Pazartesi - 09:24

Mekanlar ve İnsanlar (Melek Balseven-S.Derya Bosut)

Mekanlar ve İnsanlar köşemizde bu hafta, 35 yıldır aynı adreste ilçemize hizmet veren Êcz. Selma Lale Temel´i konuk ediyoruz.

Mekanlar ve İnsanlar (Melek Balseven-S.Derya Bosut)

 

S.D.B: Öncelikle kısaca sizi tanımak için özgeçmişinizi öğrenebilir miyiz?

Selma Lale Temel: 1957 yılında Erzincan´dan doğmuşum, babamın görevi dolayısıyla. Babam Türkiye´de Şeker Fabrikalarını kuruyordu. Birçok Şeker Fabrikasını geçtikten sonra Erzincan´ın ardından en son Kastamonu ve oradan da Menemen´e geldik. 2 yıl Erzincan, 2 yıl Kastamonu, sonrasında Menemen´e geldiğimde 4 yaşındaydım. Yani 56 yıldır Menemen´deyim.  Ailem çok eski yıllarda, 100 yıla yaklaşıyor buraya göç etmiş. Baba Selanik ve anne Girit´ten gelmiş. Annem öğretmendi. Şehit Kemal´de İlkokulu,  sonra ortaokul ve liseyi İzmir Kız Lisesi´nde yatılı. okudum. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdim.

S.D.B: Peki eczacılığı siz mi istediniz?

Selma Lale Temel: Hiç istemedim. Çok severekte yapmadım ama doğru yapmaya çalıştım.

S.D.B: Nasıl oldu eczacılığı tercih etmeniz?

Selma Lale Temel: Güzel Sanatlar veya Gazetecilik istiyordum. Bu arada 16 yaşındaydım üniversiteye gittiğimde, çünkü sınıf atlayarak geçtim ilkokulu. 5 yaşında başladım ilkokul 2´ye. 20´de de bitti üniversite.

S.D.B: Babanız mı istedi eczacı olmanızı?

Selma Lale Temel: Babam çok istedi. Çünkü küçük yaştan itibaren astronomi, kriminoloji ve polisiyeye çok meraklıydım. Hala da bulunca keyifle bu tür filmleri izlerim. Neyse babam bu fen kafasıyla seni güzel sanatlara göndermem dedi. Dört tane seçenek sundu: Tıp, diş, ecza ve kimya. Hiçbiri benim ilgi alanımda değil.

S.D.B: Peki sizin zamanınızda üniversiteye girişte sınav var mıydı?

Selma Lale Temel: Vardı ve o sene sınav soruları çalınmıştı. Yıl 1973´tü. Türkiye´de tüm sınavlar iptal oldu. Bunun üzerine boşta kalmamak için, Gazi Eğitim Fen Öğretmenliği bölümüne başladım. Onun sınavları ayrıydı. Burslu kazandım. Kısacık bir süre sonra da puanlarımız çok yüksek gelince babamdan bir telgraf geldi, kaydını al gel. Hemen kaydımı Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi´ne aldırdım. O zaman Menemen´de oturuyorduk. Bir süre sonra da Karşıyaka´ya taşındı ailem. Yurtta kaldım tabii ki. 1977´de annem hastalandı, kanser. Onun için iki dersimi bıraktım ve mezun olamadım. 1978´in Şubat´ında iki dersi verdim ve mezun oldum. Bu arada, aynı üniversitede iktisat fakültesinde okuyan eşim ile tanışınca okul bitmeye kalmadan nişanlandık.

S.D.B: İlk iş tecrübeniz?

Selma Lale Temel: İki tane eczane tecrübem var İzmir´de. Biri, Yüksel Çakmur o zaman Belediye Başkanı´ydı, sonra Spor Bakanı oldu, O´nun kardeşinin eczanesinde, Alsancak´ta işe başladım. Sonrasında İzmir´de başka bir eczanede daha çalıştım. Daha sonra da Çocuk Hastanesine tayinim çıktı. Behçet Uz´da eczacı olarak 2.5 yıl çalıştım. Bu sene benim 40´ıncı yılım meslekte. Buradan Ordu´ya yolladılar. En iyi yer benimkiydi diğer arkadaşların gittiği yerlere bakarsak. Eşim de o dönemde Ordu´da yedek subaylığını yapıyordu.

S.D.B: Ordu´da ne kadar çalıştınız?

Selma Lale Temel: Bir ay filan. İstifa ettim. Yapamadım. Çünkü burada 9 aylık bebeğim vardı. Bebeği bakıcı kadına bırakmıştım. Bırakacak kimsem yoktu. Bir ay sonra istifa ederek döndüm, kocamın da askerliği bitti. İkimizde kuş gibi burada beklerken, hiç istemediğim bir şey eczacılığın ticaretini yapmaktı, onu yapmamak için ilk iş tecrübelerini denedim. Burada köklü bir aile olduğu için, ailem illa burada eczane açmamı istedi. Hiç düşünmedim ticaretini bu işin. Hiç olmazsa bitirdim bu okulu laboratuarında çalışayım düşüncesiyle araştırma bölümünü istiyordum. Mecbur kaldım eczane açmaya. O seneden beri de bu köşedeyim.

 

S.D.B: Hangi seneydi?

Selma Lale Temel: 1982 17 Ocak.

S.D.B: Aynı adres?

Selma Lale Temel: Aynı adres. 5 yıl öncesine kadar 24.9 m2´lik daha dar bir mekandaydık. .  5 yıl öncesi yan dükkanı da kiraladım, aradaki duvarı yıktım ve dükkanı biraz daha büyüttüm. Şimdi 60 m2.

M.B: Sizi gelip geçerken görüyorum, alışveriş yapıyorum. El sanatları öğretmeniyim aslında, sizi dışarıda görsem ressam olduğunuzu, sanatın bir dalı ile uğraştığınızı, yaratıcılık gerektiren bir mesleğin içerisinde olduğunuzu düşünürdüm. Kafamda sizinle ilgili oluşan imaj şimdi oturdu. Aslında özünüzde, ruhunuzda olan o. Ama o ruhunuzu yine tarzınızla, duruşunuzla yansıtıyorsunuz.

Selma Lale Temel: Siz bana göre çok gençsiniz. Okulunuza, Ayşegül öğretmenin döneminde birçok kursa geldim. 83-84-87´lerde ipek boyama için mesela Almanya´dan mecmualar getirttim ablama. Kravatlar boyadık. Kermeste görenler inanamadı.

M.B: İşinizi de inandığınız gibi yaptığınızı düşünüyorum. Çünkü buradaki ortam sizinle klasik eczane ortamının dışında bir yer.

Selma Lale Temel: Size güzel gelen bu ortamdan çok da hoşlanmayan insan var. Şöyle de efsanevi bir isim koydular bana: ?Her Derde Deva Ebegümeci Eczanesi´. Çünkü hep insanı koydum birinci sıraya. Biz ticareti yapmaya mecburuz, bu bir ticarethane. Ama hiç etik kurallardan taviz vermedim. Daima öyle çalıştım. Gelen çalışma arkadaşlarımın da hangi ekolden geldiğini biliyorsunuz. Bundan öncekiler de aynı şekilde. İnsanı birinci sıraya koyduğum için de, müşterilerimin yüzde 90´ı 1982´de açtığım günden kalmadır. Tam üç nesil yetiştirdim. Çocuklar büyüdüler, evlendiler, çocukları hatta torunları geliyor bugün.

M.B: Ama o coşkunuz hala devam ediyor, bu çok güzel bir şey. Sırrı nedir?

Selma Lale Temel: Başka türlü nasıl yapılır bilmiyorum.

M.B: Aslında şunu başarmışsınız. Ya sevdiğin işi yapacaksın, ya da o işi sevdiğin gibi yapacaksın. Siz zamanla işinizi sevdiğiniz tarzınızda yapıp tarzınızdan, içinizdeki Lale´den ödün vermeden bu güne gelmişsiniz yanlış mı?

Selma Lale Temel: Verdim aslında. İster istemez, mecburen verdim. Ama her ne olursa olsun yine de inandığımdan vazgeçmemeye de çalıştım. Ben insana yardım etmeyi çok seviyorum.

M.B: 40 yıl önce başladım dediniz ya mesleğe. 40 yıl önce başladığınız eczacılıkla şimdiki yaptığınız eczacılık arasındaki fark ne?

Selma Lale Temel: Şimdi buna birçok açıdan cevap verebilirim. O zaman eczane sayısı azdı ve birinci sırada saygınlık gelirdi. Verilen hizmetin ne olduğu halk tarafından biliniyordu. Bilmem biliyor musunuz; Menemen´in ilk eczanelerine ayakkabı çıkararak girdiğini insanların. Tabii ki bu bizim çok istediğimiz bir şey değil. Her neyse vatandaşların bizi koyduğu yeri gösteriyor. Şimdi karşılaştırırsanız insanlar her şeyi o kadar çabuk tüketiyor ki, parayla her şeyi alabileceğini düşündüğü için veya her hangi bir marketten farkımız yok. İnternetten de her türlü bilgiye ulaşıldığı için herkes doktor, herkes eczacı. İnternetten hiçbir şey almam ve satmam. Muhatabınız yok çünkü. O nedenle de sattığım her şeyin arkasındayım. Denemeden hiçbir şey satmam bunu da çok iyi bilirler. Kısaca insanların bakış açısı çok değişti. Ama bugün o kadar mutluyum ki, şu gün geldiğimiz yerde birçok insan anladı ki internetten ürün alınmaz, her yerden her şey satın alınmaz, sağlıklı bilgi almak ve güvenle alışveriş etmek çok önemli. Burayı genişlettiğim zaman nasıl daha iyi hizmet verebilirim dedim. Anne bebek sağlığı, iyi yaşam (wellness) ürünleri satmaya karar verdim. Bu konuları bol bol araştırarak geçiriyorum. Bilgiye açım. Bu arada genç annelerle sıkıntım var. Genç annelerin çok bilgili olması gerektiğine inanıyorum. İnternetten değil, sağlıklı bilgilenecekleri kaynaklara başvurmalarını öneriyorum. Çünkü çok üzülüyorum küçük çocukların aşırı ilaçla ve antibiyotikle yüklenmesine. Ben koruma tedavisine çok inanıyorum. Annelerin bu konuya duyarlı olmasını istiyorum. Mesela atuşman denilen sadece çok eski doktorların bildiği tedavi yönteminden bahsetmek isterim. Boğaz enfeksiyonu geçirenlerin boğazı bembeyaz enfeksiyon olur ya, parmağınıza gazlı bezi yada pamuğu sararak ıslatacaksınız, sonra baticona batırıp o bölgeyi bir kere siliyorsunuz. Büyük küçük demeden bir kerede mikrobu öldürüyor. Bu arada etik olarak bir tane bile zayıflama ilacı satmadım hayatımda. Vücudun molekül yapısı ile oynayan hiçbir ilacı satmadım. Estetik kaygılara cevap veren ürünleri de satmıyorum. Gözünde dolar işareti olan insanları anlayamıyorum. Ama beni yetiştirenler bir dedem Menemen´de CHP´yi kuran dönemin tek avukatı Kemal Oskay, öbürü de tek doktoru olarak reçete üzerine parasını koyarmış hastalarına. Beni iyi ki o insanlar yetiştirmişler. Hak, hukuk, adalet ve minnet duyguları olmadan bir adım bile atamayız işimizde ve evimizde. Çocuklarımız da aynı şekilde.

M.B: Yapma ilaç konusuna gelecek olursak. Şimdi yapma ilaca talep var mı?

Selma Lale Temel: Teknoloji bu kadar ileri değildi, bu kadar çok ilaç firması yoktu. Ama yine de yapma ilacı her doktor yazmıyordu. Biz yapıyorduk ve ben de öyle bir jenerasyondan geliyorum. Aysel Çakmur´un eczanesinde müthiş yapma ilaç gelirdi. Yeni de mezun olmuştum, hemen pekiştirdim bilgileri. Hala bugün bana yollarlar. Benim hayatımda hep oldu. Hatta artıyor bile diyebilirim.

M.B: Mesleğin uygulanışı, bakış açısındaki değişimler yanı sıra bir de devletin eczacıyı, hastaneler ve vatandaşın arasındaki bir tahsilat yeri olarak görmesi ile de ilgili değişim var sanırım?

Selma Lale Temel: Evet biz uzun yıllar hayatımızı devlete dayanarak geçirmedik. Şu anda bütün eczaneler devletten alışveriş etmek zorunda. Başka türlü hayatınızı devam ettirmeniz mümkün değil. Devlet, en büyük alıcımız. Zorlaya, zorlaya belirli bir sisteme oturtuldu. Artık her ay düzenli olarak devlet paramızı ödüyor. 8 ay ödemediği zamanlar oldu. Sadece devletle de iş görürsek yaşayamıyoruz. OTC diye geçiriyoruz ilaç dışı ürün deniyor. İlaç dışı ürünleri satmadığınız zaman bir eczanenin yaşama şansı yok. Hiç alışık olmadığımız bir sistem. Reçete gelsin onu karşılayalım hastaya. Hayır şimdi öyle bir sistem yok artık. Onu da yapacaksanız ama yanında diş macunundan tutun da güneş kremine, leke gidericilerinden değişik şampuanlara kadar bunların hepsinin adı OTC. Bunları satmazsanız eczaneyi çeviremiyorsunuz. Tamamen koşullar değişti. Bakalım bu tempoda ve koşullarda kaç sene

geçer daha.

S.D.B: Hedefiniz ne dersek?

Selma Lale Temel: Burayı büyütürken beş yıl hedef yapmıştım. Onu tabii doldurduk. Beş bitti, bir beş yıl daha anlaşma yaptım dükkan sahibimle.

M.B: Son olarak gazetemizin kurucusu Zübeyde Ablamız, Menemen´de eczacı olarak aynı jenerasyonda çalıştınız. Mekanlar ve İnsanlar sayfasında ilk kez bir eczanede isek Zübeyde Ablamızdan da bahsetmeden geçmek istemiyorum.

Selma Lale Temel: Zübeyde Abla, hepimiz için bir mihenk taşıydı. Hem insanlığı, hem bilgisi açısından hepimiz onun elini öperdik. Her şeyin en doğrusunu ve ilkini ondan öğrenirdik. Mesleğine çok aşıktı, çok uzun mesai harcıyordu. Ben şimdi onun iki elemanı ile çalışmaktan o kadar mutluyum ki, herhalde Zübeyde Abla giderken sizi bana miras bıraktı diyorum. Mesleğe başladığım zaman kendine yakın görürdü beni. Sen de benim gibi yapıyorsun derdi. Gidişi çok zamansızdı. Onun gibi olma şansımız yok, hiç kimse olamaz mümkün değil.

BİZDE KALANLAR

Tarzı ve duruşu kendine has, renkli cıvıl cıvıl bir insan Lale Hanım; eczacı olduğunu bilmesem ressam veya sanatsal bir uğraşı olduğunu düşünürdüm. Cengiz Topel Caddesi üzerindeki iş yerlerini ziyaretimizde hoş bir sohbet oldu. Samimi bir ortamda ciddi ciddi eczacılık mesleğinin dünü, bu gününü de konuştuk, geçmişi de yad ettik, Profilaktik tedavi,yani koruyucu tedavi,atuşman,OTC ilaç dışı ürünler hakkında da konuştuk. Menemen´in ilkleri dedelerinden bahsederken minnetini, Rahmetli Zübeyde Hanım´dan konuşurken de özlem ve hayranlığını dile getirmekten hiç sakınmadı Lale Hanım. İçten, samimi konuşmaları sırasında bazen güldük, bazen gözlerimiz doldu. Hak, hukuk ,adalet ve minnet bizim düsturumuzdur diyen ,etik anlayışı ile var olma mücadelesi veren bir işletme sahibi ile birlikteydik. 1982 yılından bu yana oluşmuş sadık müşteri kitlesinin Her Derde Deva Ebe Gömeci Eczanesi diye tanımladıkları bu mekan ilaçlar ve ilaç dışı ürünleriyle yıllara meydan okuyarak hizmet vermeye devam ediyor. O tarz beyaz önlüğün ile, sadık müşterilerin ve ödün vermediğin değerlerin ile daha uzun yıllar hizmet vermeye ve rehberlik etmeye devam etmeni diliyoruz Lale Hanım. Hayırlı işler, bereketli kazançlar olsun diyerek mekandan ayrılıyoruz.

 

 
Ömür Boyu Mutluluklar?
 
DİL DEVRİMİNİN 85. YILI
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ömür Boyu Mutluluklar?
Ömür Boyu Mutluluklar?
Müthiş Rekor
Müthiş Rekor
MENEMEN TARİHİNE GÖNÜL VEREN DEĞERLİ OKUYUCULARIMA MERHABA?   - YAZI 45
MENEMEN TARİHİNE GÖNÜL VEREN DEĞERLİ OKUYUCULARIMA MERHABA? - YAZI 45
Menemen´de Futbol Tarihinden Bir Yaprak
Menemen´de Futbol Tarihinden Bir Yaprak
BE HEY GAFİL !!!
BE HEY GAFİL !!!
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME VE EMZİK KULLANIMI
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME VE EMZİK KULLANIMI
BAYRAM YAZISI ? MENEMEN´İN KURTULUŞU
BAYRAM YAZISI ? MENEMEN´İN KURTULUŞU
DOKUZ EYLÜL
DOKUZ EYLÜL
Başkan ŞAHİN; ?Atatürk´ün İzinden gidiyoruz??
Başkan ŞAHİN; ?Atatürk´ün İzinden gidiyoruz??
Menemen´de Gaziler Günü
Menemen´de Gaziler Günü
Menemen'in Sesi Gazetesine Reklam Ver
Yazarlar Spor Güncel Siyaset Video Galeri Foto Galeri Tümü
Haber içeriklerimiz kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Menemen'in Sesi
© Copyright 2020 Kanatlı Ajans Yayın ve Gazetecilik Tic. Ltd. Şti.
Künye| Bize Ulaşın