Aydınlanmacı damar olmasaydı?
Haziran Hareketi Menemen Meclisi´nin düzenlediği ?Türkiye´de Laiklik Mücadelesi ve Aydınlanma? konulu söyleşi Taşhan´da gerçekleştirildi.
Konuşmalara geçilmeden önce Baksis grubunun seslendirdiği parça ile etkinliğe renkli bir açılış yapıldı.
Ülkemiz boğulmak üzere
Haziran Hareketi Menemen Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Nadi Öztüfekçi moderatör olarak yaptığı açılış konuşmasında, ?Gerek ülkemiz, gerek bölgemiz hatta dünyamız görmezden gelemeyeceğimiz, yaşamsal sorunlarla boğuşuyor. Şöyle bir baktığımızda, bir zamanlar kapımızda dediğimiz birçok felaket artık kapıdan içeri girdi bile. Yaşadığımız coğrafya, dünyanın en acılı bölgelerinden bir oldu. Dünya acılarla donandı, ama bölgemiz artık boğuluyor ve ülkemiz de boğulmak üzere? Ne adına, kimler adına yaşıyoruz bu acıları? Hemen söyleyeyim; çok az bir kesimin çıkarları, ihtiyaçları, bencillikleri, kar ve güç hırsları için yaşıyoruz. Dünyaya, bölgemize ve ülkemize dayattıkları bir yıkım bu?
Peki, bütün bunları bildiğimiz silahlarla mı, top, tüfek, tank, bomba vs. ile mi yapıyorlar?
Evet çoğunlukla? Ama en az bu silahlar kadar tehlikeli, algılarımıza yönelik birçok başka silahları da var. Bunlardan bir tanesi ırkçılık, yani etnik kimlikçilik, diğeri de dincilik.
Dincilik; dinin ve inancın, siyasi ve ticari rant, sosyal itibar, erk ve güç elde etmek gibi her türlü çıkar adına, bir araç olarak kullanılmasıdır. Dinciliğin egemen olduğu toplumlarda, dinde iyilik, güzellik adına ne varsa kötülüğe ve çirkinliğe dönüşür. Umut, umutsuzluğa, huzur ve barış savaşa, ibadet baskıya dönüşür. Bu açıdan baktığınızda dincilik, dinin de biricik düşmanıdır. Tarihi incelediğimizde ya da yakın geçmişe şöyle baktığımızda görüyoruz ki İslamcı gericilik en çok Müslümanlara zarar vermiştir. Müslümanlar, en çok Müslümanlarla savaşmışlar, en çok birbirlerini öldürmüşlerdir. Dinci gericilik Küresel çapta bir sorun olabilir. Emperyalizmin bize karşı kullandığı bu silahı, ona biz sunuyoruz.
Ama sorunun çözümü yine bizde. Çözüm, bizlerin aydınlanma ve Laiklik yolunda yapacağı mücadelede. Ve bu iktidarın hedefinde laiklik ve aydınlanma var. Kaldı ki aydınlanma ve laiklik mücadelesi boş vermeye gelmez. Hele ülkemizin ve bölgemizin yaşadığı koşulları düşünürsek..? Nitekim, İstanbul Erkek Lisesinde yönetimin yandaş ve çağdaşlığa karşıtı tutumunu protesto etmek için başlayan eylemler Bornova Anadolu Lisesi ve Çiğli Fen Lisesine kadar ulaştı. Evet, liseler laiklik karşıtı mücadelenin en önemli ayağı. Ancak ilk ve orta öğrenimde bu mücadele daha çok velilere düşüyor. Çağdışı ve karanlık emellerine alet edecekleri bir nesil yetiştirmek istiyorlar. Velilerimiz çocuklarının okulda aldığı eğitimle ilgili olmalılar. Öğretmenlerin tutumlarını sorgulamalı uyanık olmalılar. Böyle bir şey gözlemlediklerinde Haziran Hareketi Menemen Meclisine haber vermeliler. Menemen Meclisi olarak bu mücadelenin içerisinde olacağız. Asla küçümsemeden ama umutsuzluğa kapılmadan Laiklik ve aydınlanma mücadelemizi yükseltmeliyiz? diye ifade etti.
?Laikliği emekçi halka yaymalıyız?
Ardından Haziran Hareketi Türkiye Yürütme Kurulu Üyesi Erkan Baş ise konuşmasında, ?Laiklik ve aydınlanma mücadelesine esas sınıfsal mücadele ile başlamalıyız. İnsanlık tarihi boyunca ne zaman gericiler iktidar ise egemen sınıf dine sığınır. Aydınlanma mücadelesi insanlığın kendi kaderini tekrar ele almasıdır. Ülkemizde laiklik eşiği çoktan aşıldı. 80 yıllık aydınlanmacı damar olmasaydı çoktan yıkılırdı. Yavaş yavaş denemeler yapılıyor. Meclis başkanının söylemeleri gibi toplum refleksini sınama girişimleri bunlar. Böylesi tehlikeli süreci yaşıyoruz. İktidar 1 yıl önce halkın tokadını yedi. Demokratik teamülleri hiçe sayarak hükümeti kurma görevini vermedi. İktidarı zorla gasp etti. İktidar her gün şiddet, baskı, hukuksuzluk ve düzenbazlık uyguluyor. İktidar çok güçlü ise neden baskı, şiddet uyguluyor. Çünkü iktidarını ancak böyle sürdürebiliyor. Esas tartışmamız gereken bu. Sorun AKP iktidarının çok güçlü olması değil. AKP karşısındaki güçlerin bu iktidarı devirme basireti gösterememesidir. Uluslararası bir planın uygulayıcısı bir iktidarımız var. Bu ülkede bağımsızlık, laiklik ve özgürlük mücadele ile kazanılmıştır, kan dökülmüştür. Laiklik ve özgürlüğü yine kavga edersek kazanırız. Bunun için de dinamik ve örgütlü bir topluma, namuslu insanlara ihtiyacımız var? dedi.
Söyleşi Baksis grubunun konseri ile son buldu.
Haber: S. Derya BOSUT
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |