Menemen'in Sesi
Yazarlar Spor Güncel Siyaset Video Galeri Foto Galeri Tümü
Levent Sarsıncı
Derya AYGÜN
Derya AYGÜN
AF KUŞLARI
Mustafa Pektaş
Mustafa Pektaş
Dön Swana
Melek Balseven
Melek Balseven
ŞÜKÜR KAVUŞTURANA
Bahri Ar
Bahri Ar
Erhan Özalp
Erhan Özalp
MESELE BİRLİKTE OLMAK…
Sude Kaplan
Sude Kaplan
AŞIRI DÜŞÜNME PROBLEMİ
İrem Yorgancı
İrem Yorgancı
ARA ÖĞÜNLERDE HURMA TÜKETİN
Mehmet Ergüneş
Mehmet Ergüneş
Diş Estetiğinde Lamine
Oktay Özengin
Oktay Özengin
USTALARIN USTASI BAHTİYAR İNAN’DAN MENEMEN’DE BERBERLİK SANATI
Recai Önal
Recai Önal
AH ÇİFTÇİM VAH ÇİFTÇİM!
YA OLMASAYDILAR! …
19 Ağustos 2020 Çarşamba

Bugünkü yazıma biraz eğlenceli başlamak istiyorum.

Ben Lahmacun günlükleri altında yazılarımı yazmaya başladıktan sonra sayısız yorum ve telefon aldım. Zaman zamanda dost sohbetlerinde soruldu.

- Ne demeye çalışıyorsun? O kadar açık ki, cevap vermek zül geliyor. Tekrar yazayım. Siyaset Menemen’de de aynı, Menemen dışında kalan her yerde de…

Neyse bu değil asıl yazmak istediğim. Ben LAHMACUN dedikçe insanların canı çekmeye başlamış. LAHMACUN yapan restoranların işleri canlanmış. Siparişler artmış. Doğrusu bunları duymaktan büyük keyif aldım. En son da sevgili Ali Kesmez ’in canı LAHMACUN çekmiş olacak ki yazısında bu konuya dokundurmadan geçememiş. Ben de lafı mı olur dedim LAHMACUN ısmarladım. Hayatı birazcık ta olsa eğlenceli kılmak lazım. Zaten yeterince karamsar ve kasvetli.

Geçen haftalarda Erhan Özalp dostum köşesinden KADINLAR ile ilgili harika bir yazı kaleme aldı. Çok beğendim. Sonrada biraz kıskandım. Bunu ben yazmalıydım dedim. Ama kadın dediğinizde durmanız gerekir. Öyle bir yazıyla sırasını savabileceğimiz kadar basit değil. Kadınla ilgili herkesin yazabileceği, yazması gereken bir dünya şey var. Hele ki bu günlerde kadınlarla ilgili duyduğumuz, gördüğümüz, okuduğumuz bu kadar berbat haber varken ve tüm bu yaşananlara bakıldığında inadına her gün kadının o ilahi varlığının yazılması gerekiyor. Belki böylece birkaç kadının güzel günlere ulaşmasına katkıda bulunabiliriz...

Ben köşemden kendi payıma düşeni bu hafta yazmak istedim.

Ya olmasaydılar! …

Kadın… Ya olmasaydı? Dünyanın en güzel varlığı, yaşamın eşsiz kaynağı, ya yaratılmasaydı? Kuşkusuz erkek de olmazdı, olamazdı.

Her şeyde olduğu gibi yaşamda da sonsuz bir diyalektik var. Kadın ve erkek birlikteliği hem sorunlar, hem birlik ve dayanışma, yan yana, el ele, hele bir de gönül gönüle gelince artık bir pırıltı olur yaşamak, her şeye yeniden başlamak.

Kadın sorunları, kadın hakları, kadının statüsü, kadın yazarlar, kadın dernekleri hiç kimsenin dudak bükemeyeceği, vazgeçemeyeceği olgular, süreçler.

Daha 19. yüzyılda bir büyük düşünür, “kadınları özgür olmayan bir toplum özgür olamaz”,

“toplumun özgürlüğü kadınların özgürlük derecesiyle ölçülür” diyerek konunun önemini belirtmiştir.

Elbette bu teori o günkü koşullardan, somut gerçekten türetilmişti.

Peki bugün değişen fazla bir şey var mı?

Ya bugün?

Ozanlar ne kadar hakkında dizeler döktürse, yazarlar romanlarına öykülerine başkahraman yapsa, yüreklerine, ellerine, gözlerine besteler yapılsa, türküler yakılsa bile değişen bir şey var mı?

Kadınlarımız için “dağlara kaçırıp uğurlarında hapisler de yatsak” değişen ne var?

Hayatın ağır işçiliğinden yaşamın üst merdivenlerine doğru acaba kaç basamak terfi edebildiler?

Öz itibariyle neler değişti bilen varsa söylesin.

Şöyle evimize, çevremize, işinize, eşinize, sokağınıza bakarak ve hala şaşarak.

Onlar, sistemin olduğu kadar, erkeğin, erkeklerin olduğu kadar da geleneklerin baskısı altındalar. Kitaplarda yazılan özgürlüğün beyinlerine, yüreklerine akması ve parmak uçlarında harekete geçmesi için daha kaç ozan hangi mısraları döktürecek? Kadınların olmadığı bir an, bir zaman bir yanımız yapayalnız değil midir?

Onların bulunmadığı bir mekân, mavi göklerin önünü kapatmış kara bulutlar gibidir. Onlar içimizdeki denizlerin mavi yolculukları, bilinmeyen limanların heyecan fırtınalarıdır.

Çoğu, yine bir şairimizin dediği gibi “hiç yaşamamışçasına ölen” insanlarımızdandır.

Odunda, tütünde, fındıkta, tarlada, mutfakta, fabrikada çalışan onlardır. Bakmayın siz erkek lafazanlığına. Asıl olan hayatsa eğer, hayatı yaratan ve yaşatan kadınlarımızdır.

Onun için onlar bazen haberli bazen de Ozan’ın dediği gibi habersizce sevilmişlerdir.

“Gönlümdeki sevda seli taştan taşa atladı;
Ne kadınlar sevdim de haberleri bile olmadı”

“Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular.
Azıcık okşasam sanki çocuktular.
Hayır, sanmayın ki beni unuttular,
Yalnızlıklarımda elimden tuttular,
Sanki gökyüzünde bir buluttular,
Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular.”

Sevgi ve Saygılarımla…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Menemen'in Sesi Gazetesine Reklam Ver
Yazarlar Spor Güncel Siyaset Video Galeri Foto Galeri Tümü
Haber içeriklerimiz kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Menemen'in Sesi
© Copyright 2020 Kanatlı Ajans Yayın ve Gazetecilik Tic. Ltd. Şti.
Künye| Bize Ulaşın