Merhaba. Ben de bir çoğumuz gibi okuyan evladı olan bir babayım. Okusunlar kendileri, ülkesi ve insanlık için iyi birer insan olsunlar diye her türlü fedakârlığı yapıyorum. Yemiyor, yediriyoruz, giymiyor giydiriyoruz. Onlar için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Ama her geçen gün imkanlarımız çok daha güçleşiyor. Yetememeye, yetirememeye başlıyoruz.
Okul harçları, kitaplar, giyim kuşam, yeme içme, barınma, yol derken nefesimiz kesiliyor. Her şey almış başını gitmiş. Çocuklarımızın sosyal yaşamları için neredeyse hiçbir kaynak ayıramıyoruz. Zaten onlarda ailelerinin zorluğunu gördükleri için bu konuda en ufak bir talepte bulunamıyorlar.
Ev sahipleri bir yanıyla haklı bir yanıyla da anlayışsızlar. Yetiremediğimiz için çocuklarımız berbat yerlerde, berbat koşullarda kalıyorlar. Kömürlükleri bile çocuklara ciddi paralara kiraya veriyorlar. Tek odada birkaç kişi kalıyor. Bodrumdan, kömürlükten, kalorifer dairesinden bozma mekanlar cezaevindeki tek kişilik hücreleri andırıyor. Yerin dibinde dışarıyı gören 30x40 cm havalandırma dışında nefes alacak, içeriyi havalandıracak pencereleri bile yok. Çocuklarımız bu rutubetli sağlıksız yerlerde eğitim hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Çocuklarımızın çoğu zaten istedikleri bölümleri okumuyorlar. Yarın bitirdiklerinde ise bu alanda bir iş bulamayacaklar ya da o alanda çalışmayacaklar. Toplum önünde ailesini mahcup etmemek için 2, 4 ya da 5 yılını ağır bir masrafla birlikte bu sürece dahil ediyorlar. Okul bitince de işsizler ordusuna umutsuz, mutsuz biçimde katılıyorlar.
Böylesine anlamsız bir süreçte savrulan genç ve hayata karşı deneyimsiz olan bir çocuğu her tarafa çekebilirsiniz. Çalışmak ister okul aksar. Abuk sabuk işler, abuk sabuk insanların yanında. Her türlü sömürüye açık!.. Bu kadar sahipsiz ve çaresiz olan gençler tam da yasa dışı organizasyonların arayıp ta bulamadığı durumlar.
Cemaatler, tarikatlar yurt ayağına bu gençleri kapatmaya hazır. Yoksul aile çocuklarının bunlardan birinin ağına düşmesi neredeyse garanti. Böyle bir yola sapmış bir genç artık bu ülkenin, bu milletin geleceği değil bu oluşumların geleceği, onların malzemesi haline getiriliyor.
Hadi şansı yaver gitti, ailesi üzerine titredi oradan da bir biçimde sıyrıldı diyelim. Bu defa ülkemize doluşan suç örgütlerin ağına düşebiliyorlar. Onlar etrafını çevirip beyinlerini yıkıyorlar. Sonra evlatlarımızı ya dağda ya da başka bir terör eylemlerinin içerisine buluyoruz.
Sanırım çocuklarımız hiçbir zaman hiç bu kadar sahipsiz, bu kadar değersiz olmamışlardı. Konuştuğunuzda size benim yazabildiklerimden fazlasını anlatacaklardır. Çocuklarımızın eğitim hayatı engelli parkur gibi. Bu zorlu parkurda başlarına her şey gelebiliyor.
Bu konuyu detaylandırmak bile beni rahatsız ediyor. Bence hepimizin biraz rahatsız olmasında fayda var. Çünkü bu çocuklar bizim umudumuz, geleceğimiz. Onların mağduriyetlerine, güçlüklerine kayıtsız kalmak kendi felaketimizi kabullenmekten başka bir şey değil.
Bu zor zamanlarda bizlerin tüm evlatlarımıza gücümüz oranında sahip çıkmamız gerekiyor. Gözümüzün önünde kaybolup giden geleceğimize bugün değilse ne zaman?
Taksim İstiklal Caddesi’ndeki hain saldırıda yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allahtan Rahmet diliyorum. Bunu yapanları lanetliyorum.
Saygılarımla
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|