Mesele AKP gitsin CHP, İyi Parti ya da başka parti gelsin meselesi değil. İktidar yoruldu, yıprandı, yordu, yıprattı… Ama yerine; huzur gelsin, umut gelsin, çare gelsin, özgürlükler gelsin, adalet gelsin, etik değerler gelsin, ahlak değerleri gelsin, toplumsal barış gelsin, iş gelsin, aş gelsin, sağlık gelsin, güven gelsin, eşitlik gelsin, barış gelsin, dostluk gelsin, kardeşlik gelsin, komşuluk gelsin, bereket gelsin, vergiler düşsün, zamlar dursun, kamu kurumları şeffaf olsun. İsraf dursun, şatafat dursun, yolsuzluk, yandaşlık bitsin, suçlular yargılansın. Üniversitelere, merkez bankasına, anayasa mahkemesine, adalete, hakimlere, savcılara, avukatlara, tüm kamu kurumları özgür olsun. Herkes kanun ve kurallar içerisinde görevini yapsın. Meclis yeniden vatandaş adına etkin çalışsın. Kamu adına görev yapan herkes ve her makam denetlensin, herkes hesap verebilsin. Hiç kimse yargılanmadan cezalandırılmasın. Hiç kimse keyfi olarak cezaevlerinde tutulmasın. Basın, medya özgür olsun. Ceza evlerinde haksız yere tutulan gazeteciler, siyasetçiler özgürlüğüne kavuşsun. Kadınlarımız öldürülmesin, çocuklarımız istismara uğramasın. Mafya çete organizasyonlarına fırsat verilmesin. Cemaat ve tarikat yapılanmalarına dikkat edilsin. İşçiler, sendikalar rahat bırakılsın. Anlatılabilir, anlaşılabilir ve savunulabilir bir dış politikamız olsun. Bizi birbirimizden ayrıştırmasın, düşmanlaştırmasın. Siyaset dili biraz daha zarif, biraz daha saygın olsun. Örnek olsun. Emeklilerimiz daha fazla mağdur olmasın, hayatlarının geri kalanını insan gibi yaşasın. Öğrencilerimiz devlete borçlu olmasın. Vatandaş açken, işsizken, yoksulken, çaresizken kalkıp her yere gereği yokken saraylar, hanlar yapılmasın. Vatandaşa ait olan şeyler vatandaşın onayı olmadan satılmasın. İktidarlar tüketimi değil, üretimi özendirsin, desteklesin. İhaleler şeffaf yapılsın. Kamu işleri yaptırılırken yakınlar değil, kamu menfaati gözetilsin. Hayatımıza yeniden mizah gelsin. Yazarlar, şairler, sanatçılara ilham versin. Üniversiteler yeniden bilgi, bilim, aydınlanma yuvası olsun. İbadet mekanlarına siyaset sokulmasın. İnançlar, kimlikler üzerinden siyaset yapılmasın. Kamu kurumlarına hak eden, liyakat sahibi olanlar getirilsin. Sınav soruları çalınmasın, adam kayırılmasın, devlet borçlandırılmasın, vatandaş borçlandırılmasın. Bu karamsarlık, mutsuzluk bitsin, gitsin. Ülkemize, insanlarımıza yeniden özgüven gelsin, memleket düze çıksın. Saymakla bitmeyecek kayıplarımıza yenileri eklemesin. Bize sorulmadan birilerine satılan varlıklarımız geri alınsın. Hepimiz için gelecek üretsin. Vatandaşına saygı gösterecek, şefkat gösterecek, ilgi gösterecek, çözüm üretecek bir anlayış gelsin.

Yaz yaz bitmiyor. Her yerden hasar almışız. Sarılacak, tedavi edilecek çok yaramız var. Tüm kemikleri kırılmış bir canlıdan farkımız yok. Ya da tüm kolonları parçalanmış bir bina!..

Belli ki şu saatten sonra kendi yaramızı kendimiz saracağız. Sonra birbirimizi iyileştireceğiz. Birileri bize şefkat ilgi göstersin diye beklemeyeceğiz. Biz kendimize şefkat göstereceğiz. İyileşeceğiz. Sonra çevremize onlar beklemediğinde şefkati ve ilgiyi göstereceğiz. Uzun zamandır unuttuğumuz, unutturulan vicdan ve merhamet yanımızı canlandıracağız. Allah’ın tüm insanlara lütfettiği, yeterince kullanmadığımız aklımızı kullanacağız. Aklımız başımızdayken, vicdanımız merhamet duygumuz canlıyken seçeceğiz. Bu defa partileri değil, bizi hepimizi, çoluk çocuğumuzu, gencimizi yaşlımızı, dostumuzu, komşumuzu düşüneceğiz. Geleceğimizi, yarınımızı, hayatımızı, huzurumuzu, mutluluğumuzu, umudumuzu düşüneceğiz. Bu ülke hepimizin. Kanunlar önünde hepimiz eşit haklara sahibiz. Zorluğunu da refahını da eşit paylaşacağız.

Pandemidir, ekonomik krizdir, siyasi krizdir bunların hepsi gelir geçer. Biz birbirimize sıkı sıkıya sarılır, birbirimizden vazgeçmezsek bu kara bulutların hepsi dağılır. Bu karabasandan hep birlikte uyanırız. Çünkü hala yarınlara, birbirimize, ülkemize, geleceğimize dair umutlarımız var.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu umudu, inancı, cesareti 100 yıl önce bizim genlerimize işlemiş. Bu millet en olmayacak zaman ve koşullarda yine yeniden ayağa kalkabilir. Kaderini kendi elleriyle değiştirir. Ve tüm dünyayı bir kez daha kendisine hayran bırakır. Benzer sorunlarla bunalan toplumlara ilham kaynağı olur. “Bunun için ihtiyacı olan her şey damarlarında akan asil kanda mevcut.” demiş büyük Atamız…

Tüm bu duygularla yeni yılımızı kutluyorum.?Allah bir daha bu zor günleri yaşatmasın.

Saygılarımla…