Siyasette liderlik yapan insanların kaderidir yalnız kalmak. Etrafındaki kalabalıklar arttıkça daha da yalnızlaşılır. Önce dostları ulaşamazlar, bir bir yavaş yavaş uzaklaşır. Bir süre sonrada yabancılaşmaya başlarlar. Artık dostluk arkadaşlık adına ayrılacak zaman, paylaşılacak bir şey kalmamıştır. Sonra yavaş yavaş aile bireyleri ulaşamamaya, konuşamamaya, sarılamamaya başlarlar. Herkes birbirine resmîleşir. Bu durum için için kalıcı kırgınlıklar bırakır. Büyük sorunlar patlak verdiğinde bu yalnızlık hali öfkeye dönüşür. Kırmaya, dökmeye, bedel ödetmeye döner. Lider güçlendikçe yalnızlaşır. Ulaşılması zor olur. Artık bir korku merkezine dönüşür. Etrafındaki herkesin bir hesabı, bir beklentisi, bir menfaati olduğu için bu kalabalık taparcasına davranır. Lider bunu gerçek sanır. Dostu, arkadaşı olmasalar bile bu kalabalık ona iyi gelir. Artık sıradan vatandaşlar kendisine ulaşamaz, dostları arkadaşları eskisi gibi gerçeği anlatamaz, zaten böyle imkanları da olmaz. Etrafını çeviren yağ tabakası onu bambaşka bir dünyaya kapatır. Gerçeklikten tamamen uzaklaşır. Artık ne kendisi kendisidir, ne de yaşadığı toplum ona anlatılan toplum değildir. Bu ipnotize hali, hem kendisi hem sorumluluğunu taşıdığı ülkenin uçurumun eşiğine gelmesine neden olur. Ve etrafını çevirenler rüzgârın döndüğünü hissettikleri an tapacak yeni birini aramaya başlarlar. Ve o baş döndüren ilgi kalabalık seyrelir, heyecansızlaşır, donuklaşır, durgunlaşır ve yerini yavaş yavaş yükselen homurtulara bırakır.
Her güçlü liderin kaderidir bu.
İlginç bir karşılaştırma yapmak istiyorum. Cumhuriyet Mitinglerini çoğumuz hatırlarız. O gün o mitingleri organize edenler, katılanlar, bir arada görünerek biz de varız. Buradayız, azda değiliz demeye çalışıyorlardı. Ortak paydaları gelecekleriyle ilgili korku ve kaygılarıydı. Çünkü yaşam biçimleri ve diğer tüm kazanımlarının zarar göreceğinden özgürlüklerinin baskılanacağından, ülkenin bir şeriatçı anlayışa doğru sürüklenmesinden korkuyorlardı. Çok sayıda hınca hınç dolu Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. Sonuç değişti mi? Hayır. Çünkü rüzgâr bir kere dönmüştü!.. Atalarımızın da dediği gibi “Korkunun ecele faydası yok.” O günlerin Cumhuriyet Mitinglerinin katılımcıları, uzun zamandır kaybetmiş olmanın, mutsuzluğun ve umutsuzluğu içerisinde sabırla umudun yeniden yeşermesini beklediler. İktidar uzun zamandır zirvedeydi. Şu son birkaç yıldır iktidar zirveden aşağıya doğru inmeye başladı. Korku yer değiştirdi. Artık iktidar ortakları korkuyorlar önlem alamadıkça da öfkeleniyorlar. Kavgacı ve suçlayıcı bir dil kullanıyorlar. Sonucu değiştiremediğini gördükçe daha da öfkeleniyorlar. Kendilerinden vazgeçen seçmeni suçluyorlar. Hakarete varan eleştirilerde bulunuyorlar. O yüzden şu anda yaşanmakta olan Pandemi koşulların ve kendi koydukları yasakları kendileri ihlal ederek tıpkı geçmişte yapılmış Cumhuriyet Mitinglerindeki gibi bir korku, kaygı ve panik içerisinde salonları dolduruyorlar. Bununla da övünüyorlar. Oysa hem kendi sağlıklarını hem de toplumun sağlığını hiçe sayıyorlar. Kongrelere gelenler sıradan vatandaşlar değil. Salonun ortasındaki kalabalık AKP’nin ülke genelindeki parti teşkilatları. Toplantıları yan yana koyduğunuzda o bölge kopyala yapıştır gibi aynı. Tribünlerde ise, gençlik kolları, kadın kolları ve teşkilat üyeleri. Yine Cumhuriyet Mitingleri için nasıl birçok yerden otobüsler dolusu insan taşındıysa bugün AKP’de mitingleri ve kongreleri için aynı şeyi yapıyor. Çünkü seçmenine bakın biz hala çok güçlüyüz demek istiyor. Ve bu kalabalık, gösterişli, lebalep kongrelerde sıradan seçmen yok. Heyecan yok. Korku ve kaygı var. Öfke var. Düzeltmek için uğraştıkça iş sarpa sarıyor. Salgın var. Kongreler yapıyorlar. Çok yakıcı bir ekonomik kriz var ama çok şaşalı ve yüksek maliyetli kongreler yapılıyor. Bir hikâye yaratalım derken bir trajediye sebep oluyorlar. Belli ki gerçekten kaybediyor olmaktan çok korkuyorlar.
Hayat bu. Doğuyorsunuz, büyüyorsunuz, çalışıyorsunuz, yaşlanıyorsunuz ve ne yaparsanız yapın sonunda ölüyorsunuz. Partilerin ve parti liderlerinin kaderleri de bu. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Seçmeni ihmal eder mesafe koyarsanız onlar oyunu teslim edecek yeni bir umudu her zaman yaratır.
Korku, öfke ve kaybetmeyi doğurur, umutsa cesareti, sevinci başarıyı doğurur. Korku artık yer değiştirdi. Bunu en iyi iktidar mensupları ve kemik kadroları biliyor. Her ne olacaksa hepimiz için umarım iyi olur.
Saygılarımla.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |