Her yazımda günden güne gelişen teknolojiden bu durumun diş hekimliğine olan etkisinden bahsediyorum. Gerek tedavi süresinin kısalması, gerek teşhisin kesinleşmesi gerekse tedavi sonucunun önceden gösterilebiliyor olması teknolojinin kısaca avantajları ve bize sağladığı kolaylıklar. Ancak teknolojinin ve gelişmelerin etkileyemediği bir şey var. Dental fobi, diş hekimi fobisi.
Gelişen her şeye rağmen bu durum geçmiyor. Bu korkudan dolayı yapılacak olan tedaviyi ertelemek ise sadece dişlerin kaybedilmesine yol açıyor. Bu korkunun önüne çeşitli yöntemlerle geçilebiliyor. Hipnoz, telkinler, sedasyon, güven sağlama, genel anestezi bunlardan bazıları.
En basit bir diş çürüğünün bile tedavi edilmediğinde ilerleyip derinleşip daha fazla madde kaybına sebep olup dişin kaybedilmesi riski vardır. Ancak toplum olarak bir an önce tedavi olmak yerine çeşitli bahaneler üreterek bu durumu erteleme alışkanlığımız var. Bu sadece dişin kaybedilmesine yol açıyor. Toplumumuzda diş hekimi kontrolü diye bir alışkanlık olmadığı için şöyle bir algı var. Temizlik yapılana kadar hiçbir şikayetim yoktu ancak sonrasında dişlerim sallanmaya, sızlamaya başladı. Ya da bir şeyim yok ama doktora gittim bir sürü çürük saydı bana. Dişim çekildi ama hiç çürük yoktu sadece sallanıyordu. Bu örnekleri artırmak mümkün. Bunların tek sebebi ise diş hekimi kontrol ziyaretlerini ertelemek. Bahaneler üretmek. Bu bahane üretmeye bizi iten sebeplerin başında ise korku geliyor.
Komşumuzdan, annemizden babamızdan, arkadaşımızdan duyduğumuz kötü anılar ya da çocukta bize yansıtılan korkulu hikayeler dental fobi oluşmasında çok etkili. Basitçe mizahi olarak bile diş hekimleri korkulan insanlar. Ellerindeki aletler matkap, kerpeten gibi gösteriliyor ve bilinç altımızda istemsizde olsa bu şekilde yer ediyor. Basit gibi görünen tüm örnekler ise sonuç olarak korku oluşturuyor.
Bu korku sadece sizde yok. Hepimizde var. İster doktor olsun, ister iş adamı, ister memur isterse işçi. Ve hiç kimsenin bu alandaki yeniliklerden ve korkuyu yenmek ya da korkuyla mücadele etmek için yapılabileceklerden haberi yok. Sonuçta bu durum uzun soluklu da olsa kısa süreli de olsa dental tedavilerden kaçmaya ve sonunda diş kayıplarına yol açıyor.
Kötü Anılar
Özellikle küçük yaşlarda tedavi esnasında kötü deneyimler yaşayanlar bu etkiden bütün hayatları boyunca kurtulamıyorlar. Sürekli diş tedavilerinden çekiniyorlar. En sonunda da bu çekinme diş kayıplarına ve bunun sonucu olarak da daha uzun süreli tedavi gereksinimlerine ya da dişsiz kalmaya sebep oluyor. Dişsiz kalmak bir seçenek olmadığına göre kaçmak sadece bize zarar veriyor.
Bölgesel yapılan anesteziler tüm ağrıyı ortadan kaldırıyor aslında. Ama iğne korkusu olan hastalarda sedasyon ya da genel anestezi bir seçenek olarak sunulabiliyor. Sedasyon ağrıyı engellemiyor. Sadece korku sebebiyle olan durumlar ortadan kalkıyor ve hasta işbirliği yapmak için uygun hale geliyor. Stres olmadığı için şeker ve tansiyon problemleri oluşmuyor. Ağrı olabilecek bir işlemse sedasyondan sonra lokal anestezi de gerekebiliyor. İlaç kesildikten sonra etkileri azalmaya başlar. Ve sedasyon sonrası hasta dinlendirilip evine rahatça gidebilecek durumdadır. Güven duyduğunuz yerde tedavilerde sedasyona bile ihtiyaç duymadan kolayca yaptırabilirsiniz.
Sağlıklı gülüşler?
Sorularınız için; [email protected]
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |