Mekan küçük, ancak konforlu.
Isısı iyi ayarlanmış.
Duvarlarda birkaç tablo.
Pastel renkte koltuklar ve orta sehpası.
Sehpanın üzerinde birkaç dergi, broşürler belki bir iki gazete.
Ekrandan yansıyan görüntüler, hatta müzik.
Oyalanmak için görsel, işitsel donanım sunulmuş.
Şansınız varsa çay kahve servisi de mevcut.
Klasik bekleme odası konforu.
Sizden istenen belli.
Sıranıza razı olup, sunulanla yetinmeniz.
Alacağınız hizmet ya da tedaviden vazgeçip
kalkıp gidebilmek de seçenekleriniz arasında.
Şansınız varsa yan odaya geçip bedelini ödediğiniz
ya da ödeyeceğiniz hizmeti alırsınız.
Ancak hiç kimse saatlerini, günlerini o odada geçireceğini
düşünmez. Sadece bekler sırasının gelmesini.
Hayatımızda da böyle alanlar vardır.
Ait olmadığımız, kök salmadığımız,
geçici süreliğine oyalandığımız konfor alanları.
Hayatı bekleme odasında yaşamak diyorum buna ben.
Oysa akıp giden bir zaman, karışılması gereken bir hayat var.
O açılmayan kapının dışında çıkış kapısı ve koca bir dünya mevcut.
Yapılması gereken, ayağa kalkmak ve harekete geçmek.
Dünyada A´raf´ı yaşamak değil.
Dünyamızı cennet yapmak istiyorsak, bekleme konforlarına değil.
Gerçek yaşam alanlarına ihtiyacımız var.
Bunu da kimse hazırlayıp gel otur demeyeceğini göre.
Kalkmak ve harekete geçmek bize düşen.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |