Bugün Karşıyaka’dan dönüyordum. Gördüğüm şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bu koşullarda kararsız insanlar nasıl karar verecekler. Oh tamam budur işte diyecekler. Siyaset ve siyasetçiler zaten umut üretemiyorlar, hayal ettiremiyorlar. Resmen akıl tutulması yaşıyorlar. Körelmişler. Eleştirdiklerine benzemeye başladıklarının bile farkında değiller.
Kararsız seçmen 6’lı masa bileşenlerinin anaokulu çocukları gibi birbirileriyle çekişmelerini, didişmelerini kaygıyla, öfkeyle izliyorum. Yaptıkları açıklamalar ona keza. Bu davranışlarıyla sadece vatandaşın çaresizliğini büyütüyorlar. İyice umutsuzluğa sürüklüyorlar.
Biz on yıllardır “Eyy” diye başlayan ne çok tartışma ne çok gerilim ne çok itham ne çok kavga gördük yaşadık. Hepsi algı yaratmak içindi ve her seçimde iktidarın işe yaradı. Onları bu nedenle eleştiremem. Kazanmak için her yol mubahsa!.. Tamam.
Eee muhalefete ne oluyor? CHP’ye ne oluyor? Kılıçdaroğlu’na ne oluyor?
Muhtemelen benim gördüğüm CHP ve Kılıçdaroğlu afişlerini sizlerde görmüşsünüzdür. Aynen şöyle yazıyordu.
“Ey Dünya” devamı... Toplum bu dili on yıllardır dinliyor. Ve bu dilden bu kadar yorulmuşken. Yeni diye, alternatif diye yine aynı dilimi satacaksınız. O dilin bir sahibi var. Yirmi yıldır iktidarlar. Bilinçli ya da bilinçsiz kullandığınız dil iktidarın dili. Onlarla özdeşleşti. Hiç mi aklı başında bir iletişimci bulamadınız? Neden hiçbir konuda sürdürülebilir bir beceri ortaya koyamıyorsunuz?
Peki İyi partiye ve onun liderine, sözcülerine ne demeli…
Bir gün bir bakıyorsunuz billboardlarda “Ömer’in Yolu” diye bir şey paylaşıyorlar. Allah Allah diyorsunuz. Neden böyle bir söylem. Vatandaşın çare diye duymak istediği ilk şey bu değil ki… Vatandaş iktidara alternatif arıyor. Yakıt kaç para olacak, Alım gücü ne olacak? İşsizlik ne olacak? Hayat pahalılığı ne olacak. Ev, kira, maaş, eğitim, sağlık, hukuk ne olacak. Nasıl olacak? “Ömer’in adaleti” üzerinden ne demeye çalışıldığını ben elbette anlıyorum ama genel çoğunluğun bu kadar dolaylı bir anlatımı hemen algılaması kolay mı? Toplum okumuyor. Okuması da istenmiyor. Çocuklarımızın aldığı eğitim zaten yetersiz. Çoğu da Ömer’in kim olduğunu bile bilmiyor. 60-70 yaşındaki yaşlanmış siyasetçilerin ruh dünyasıyla genç seçmeni etkilemeye, ikna etmeye çalışıyoruz. Maşallah size.
Yeni seçmeni etkilemenin dili iletişim dili basit ve anlaşılır olmalı. Tıpkı İstanbul yerel seçimlerinin 2.sinde bir çocuğun çıkıp “Her şey çok güzel olacak Ekrem Abi” demesi gibi. Üstüne daha etkili bir dil geliştirilebildi mi? Hayır. Öyleyse neden bu işi böyle anlaşılmaz cümlelerle anlatmaya çalışıyoruz. Basit çok basit anlatılmalı. Her şeye değil bir şeye odaklanılmalı. Muhalefetin tek şansı bu. Müsaade edin onu da ben söylemeyeyim. Ama eğer bulamazsanız gelin ben size çözecek kişiyi de göstereyim…
Asgari ücret açıklandı. 8,500 TL Tamam. Yoksulluk sınırı, açlık sınırı demiyorum. Hemen akşamına tüm iş yerleri mesaiye kaldı ve tüm etiketleri değiştirdiler. Aklınıza gelebilecek tüm fiyatlar en as %25 ile %75 arasında arttı. Düşünün fiyatlar hemen değişti ama asgari ücret için daha 45 gününüz var. 45 güne kadar ne olur ne biter yaşayıp göreceğiz. Allaha emanet yaşıyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.
Saygılarımla.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|