Dişlerimizi innerve eden yani uyaran sinir beyinden çıktığı ve dallarını verdiği kök itibariyle vücudun birçok bölgesiyle ilişkilidir. Bu nedenle diş ağrıları vücudun diğer bölgelerinde ağrılara sebep olabildiği gibi diğer organlarda olabilecek olan problemler de dişlere yansıyabilir.
Dişler ağızda bulundukları yer ve işlev olarak farklı şekillerde kümelenmişlerdir. Görev olarak kesici, çiğneyici, öğütücü gibi işlevselliğe sahiptirler. Dişler birbirine bağımlı olan iki veya daha fazla parça ve alt sistemden oluşan çalışma özellikleri olarak sınırlılıkları olan yapılardır.
Dediğim gibi dişlere gelen sinirlerle vücuda giden sinirler beyinde aynı çekirdekte yer alır. Bu nedenle hormonlar, duygular dişleri de etkilemektedir. Aynı şekilde dişlere yapılan tedaviler de bu hormonal ve duygusal durumları etkilemektedir. İyi yapılan tedaviler sonucu düzelen bu durumlar kötü yapılan dolgular, kanal tedavileri, protezler sonucu hem direkt hem de dolaylı yönden etkilenmektedir. Diş eti hastalıkları, ağız kokusuna sebep olan durumlar, kalan kök parçaları, gömülü dişler, iyileşmemiş çekim yerleri gibi durumlar da kötü sinyallerle vücudun da kötü etkilenmesine sebep olurlar.
Bu yaklaşımda dişleri vücuttan ayırmak mümkün değildir. Dişlerin de birer organ ve vücudun parçası olduğu gerçeği yavaş yavaş toplumda da kabul görmektedir ve dişi kurtarmak için yapılan tedaviler de daha fazla kabul ediliyor.
Dişler sistemde beslenme, enerji dolaşım dengesinde ilk adımda yer alırlar. Alınan besinlerin parçalanmadan bir alt sisteme geçmesi sonraki basamakların hepsinde sorun olması ihtimali olması demektir. Dişler sadece parçalama ve öğütme işleminin dışında estetik, konuşma görünüm gibi durumlarda da rol sahibidir.
Yapılan çalışmalarda diş eti hastalıkları ve dişlerin yakalandığı hastalıkların vücutta da hastalık oluşturduğu ortaya çıkarılmıştır. Dişleri ve diş etlerini etkileyen zararlı bakteriler kan ve dolaşım yoluyla vücudun her yerinde hastalığa sebep olabilmektedir. Buradaki sorunlardan kaynaklı hatalı sinyaller ise sürekli devam ettikçe birikip vücudun diğer bölgelerinde de hastalığa sebep olmaktadır.
Özellikle diş eti hastalıkları hamilelikte sadece anneyi değil bebeği de etkileyen durumlara sebep olabilir. Düşük doğum ağırlıklı bebek, erken doğum gibi durumlara sebep olabilen diş eti hastalıkları mutlaka tedavi edilmeli ve doğum süresince anneler diş hekimi kontrollerine de devam etmelidirler.
Ağız hijyenine verilen önemin artması bu durumların başlamadan engellenmesini sağlayacağı için gereklidir. Sağlık ağızdan başlar durumu da bu sebeplerle çok doğru bir tespittir.
Sağlıklı gülüşler?
Sorularınız için; [email protected]
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |