Bu sene ev, akraba ziyaretleri yapılamayacak olsa da zengin sofralar, bol şerbetli tatlılar ard arda içilen çay ve kahveler her sene olduğu gibi şimdi de bayram ruhunu yaşamanın vazgeçilmezleri olacak. Bir aylık yeme kısıtlamasının ardından bayramda normal yeme düzenine geçmemiz, psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimi göstermemizde muhtemel bir sonuç. Ramazan süresince uzun süren açlık sonrası ile kolesterol dengesi düzenlenmiş, sindirim ve dolaşım sistemi üzerindeki yük azalmış, belki fazla kilolar verilmiş, ödemler atılmış yani bir şekilde vücutta rahatlama ve yenilenme olmuştur. Bayram ise, bir ay boyunca süren bu açlığın sonunda 2-3 öğün beslenmeye alışan vücudun normal günlük beslenme rutinine geçişte yaşadığı kısa ama sağlık açısından oldukça önem taşıyan ara dönemi, geçiş evresidir. Sağlık açısından, bu geçişin yavaş ve kontrollü olması önemlidir. Eğer, bayramda yüksek miktarlarda, sık aralıklarla ‘ağır’ sıfatıyla tabir ettiğimiz gıdalar tüketilirse sindirim ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Bu sebeple bayram süresince beslenmemize ne kadar dikkat edersek, ramazan süresince bedenimize açtığımız sağlıklı beslenmeye dair temiz sayfa bayram sonrası o kadar rahat devam eder.
Bayramda sağlıklı bir beslenme rutini uygulamak için, aç karnına 1 bardak ılık limonlu su ve 2 kuru kayısı veya kuru erik ile güne başlamak Ramazan sonrası yaşanan şişkinlik ve kabızlık şikayetlerini azaltabilir. Bu adımdan yaklaşık 20 dakika sonra yeterli enerji ile güne başlamada, içeriğinde esmer ekmek ve bol çiğ sebze barındıran güzel bir kahvaltı mutlaka yapılmalıdır.
Geleneksel olarak bayramda tüketimi yaygın olan şeker, çikolata, baklava ve özellikle hamur işleri gibi gıdalar kan şekerini hızla yükselten ve enerji içeriği yüksek gıdalardır. Hareket açısından daha aktif olduğumuz gündüz vakitlerinde aşırıya kaçmayacak porsiyonlarda içeriği daha masum olan sütlü veya meyvelerden yapılmış az şekerli tatlıları yada kahve yanına atıştırabileceğimiz kuru meyve, bitter çikolata gibi gıdaları ara öğünlerde tüketebiliriz. Yine içerisindeki karbonhidrat ile kan şekerimizi düzenleyerek tatlı ihtiyacını gideren meyveleri günde 2 porsiyon olacak şekilde tüketmeye özen göstermeliyiz.
Ana yemeklerimizde yüksek hacimli, düşük kalorili yani su ve lif içeriğiyle zengin olan sebzeleri, salataları bayram sofralarımızdan eksik etmemeliyiz. Yemekleri pişirirken özellikle haşlama, fırınlama gibi yöntemleri kullanmak Ramazan döneminden yeni çıkmış ve henüz hassas olan sindirim sistemimizi yormamak için iyi bir seçim olacaktır.
Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yemek, ramazandan sonra da bizlere gece yeme alışkanlığı kazandırmış olabilir ve aslında bunun en büyük etkeni bozulmuş uyku düzenidir. Bayram süreci ile birlikte uyku düzenimizi ramazan öncesi düzene döndürmek gece yeme alışkanlığının da önemli ölçüde önüne geçecektir.
Hem manen Hem bedenen toksinlerden arınmış bedenlerimizi bayram süresince besin tüketimimize dikkat ederek, aşırıya kaçmayarak ve olabildiğince temiz içerikli masum besinleri tercih etmeye gayret göstererek sağlıklı beslenme adına Ramazan döneminde çizdiğimiz bu temiz sayfaya devam edebiliriz.
Sizlere şimdiden umut dolu bir bayram diliyorum.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |