Kara kış geldi dayandı kapımıza.
Sokaklar soğuk, sabahlar karanlık, herkes kabuğunda.
Benim için sabırla tahammül edilmesi gereken günler.
İflah olmaz bir iyimser olduğum için şimdiden bahara geri sayıma geçtim.
Başlamış ay bitmiş sayılır, şubat zaten kısa, martın yarısı kış.
Bu da benim avuntum.
Elimden gelse evden sokağa burnumu çıkarmayacağım o kadar yani.
Nasıl özenmem göçmen kuşlara.
Hatta kış uykusuna yatan ayılar bile sevimli geldi birden gözüme.
Tabi ki kış aylarının korkulu rüyası soğuk algınlığı.
Bu ara sosyal medyadan görüp uyguladığım bir karışım sayesinde
korkutup korkutup kaçırıyorum hastalığı.
Büyükçe bir bardak içerisine iki yemek kaşığı bal,
İki yemek kaşığı elma sirkesi, iki yemek kaşığı limon suyu.
Üzerine bolca tarçın ve sıcak su.
Bu kış benim kurtarıcım oldu. Boğazımda bir yanma, üzerimde bir halsizlik
hissettiğim an hemen sihirli bir iksirmiş gibi hazırlayıp içiyorum.
Ben çok faydasını gördüm tavsiye ederim.
Bir yandan mevsim şartları, bir yandan gündem karmaşası bu aralar
hayat hepimizi biraz fazla zorluyor olabilir. En azından ben öyle hissediyorum.
Sonra kendime diyorum ki:
?Ayağını sıcak tut; başını serin.
Uzun yaşamak istiyorsan; düşünme derin?
Elbette kara gün kararıp kalmayacak, mevsim hep kış olmayacak.
Bazen önlem alacağız, bazen yetmeyecek hastalığı tadacağız.
Ancak her zaman bileceğiz ki çıkmadık canda umut vardır.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |