Kendimi bildiğim ilk yıllar bir Karaoğlan vardı mavi gömlekli, başında kasket

elinde güvercin, dilinde barış. Babam onu çok severdi. Mesela bir ekmek parası

için işe giderken bir de onun yolunda partiye gittiği zamanlar yoktu evde.

Demek ki önemliydi.

Kıbrıs Harekatı günleri ? Siyah beyaz televizyondan, gazetelerden

Lefkoşe, Beşparmak Dağları, küvette kesik başlar! Korktum çok korktum?.

Savaş kötü bir şeydi ve barış için savaş vermek gerek demişti babam.

Sonra ilk gençlik yıllarım, bombalar patlıyor, ülkem yangın yeri!

Fötr şapkalı Demirel, Baklava tepsili Erbakan, Bozkurt işareti gösteren Türkeş.

O dönem ortaokul öğrencisi Melek zihnine öyle kazımış. Karaoğlan ve diğerleri.

Bir gecede yattık sabah, kalktık başka bir dünyadayız.

Onca kan, onca can gitti sonra bir Apoletli geldi bir anda ne sağ kaldı ne sol.

Cunta Hükümeti, sıkı yönetim bu anayasa size bol geliyor daraltalım

dediler, millet can derdinde, ölmesin diye gençler her şeye eyvallah dedi.

Üniversite öğrencisiyim balkonda oturmuş hava alırken araç konvoyları, ilk kez

gördüğüm bir sarı bayrak üzerinde arı Anavatan Partisiyle tanıştık.

Tombul, göbekli, kısa boylu, kah peştamallı, şortlu, kah fraklı değişik bir politikacı tipi.

Semra Hanım beni papatyadan soğuttu bu net!

Bir dönemin de parlak adamı Özal, Has Partisi Anavatan oldu hep varlar hiç

gitmeyecekler sanmıştık. Tıpkı Demirel, Erbakan, Ecevit, Türkeş gibi.

Genç bir öğretmendim artık, Doğru Yol Partisi genel başkanını seçecek

Çiller popüler ancak rakipleri çok. Tüyap İstanbul´da sergideydik.

 Salonda genel kanı onu uçururlar, havadan indirirler yerine bir erkek gelir.

Hiç de öyle olmadı O Çiller önce partinin sonra ülkenin başına geçti.

Bir dönem de Has Parti Doğru Yol, Has Lider Çiller oldu.

Yıl 2002 artık genç bir okul müdürüyüm. Seçimler sonrası okuldayız

AKP İktidara gelmiş. Ben ne olacağını kestiremiyorum ancak asla Cumhuriyet

Kazanımlarının elden gideceği kaygım yok olumlu bakmaya çalışıyorum.

Odadaki bir misafirim çok kaygılıydı, bir de onu teskin etmeye çalıştım.

Cumhuriyet kazanımları ve temel felsefesi oturdu bu ülkede ve onu kimse değiştiremez

anlamına gelecek şeyler söyledim. Sadece yaşadım ve gördüm o yıllardan bugüne gelişimizi.

Bütün bunları yaşarken ve gözlemlerken aktif siyasetten hep uzak durdum.

Bu benim siyasi bir düşüncem, politik bir fikrim olmadığı anlamına gelmez.

Elbette ki Dünyada ve Ülkemde olup biten her şey beni ilgilendiriyor.

Atatürk´ün kısa sürede ne şartlarda nasıl bir mucize yarattığını.

Eğitim, sağlık, ekonomik, kültürel ve sosyal hayatta nasıl bir devrim başlattığını.

Elimizdeki servetin kaynağının İstiklal savaşı ve sonrasındaki mücadeleden geldiğini.

Anlamamış ve anlatamamış bir mirasyedi toplum olarak yiyip yiyip bitiremediğimiz

bu topraklarda çocuklarımızın, torunlarımızın ve gelecek nesillerin haklarını yemeyelim.

Emekli bir öğretmen, torun sahibi bir kadın olarak bizden sonraki nesillere

bir borcumuzun olduğunu, kanmak ve kandırılmak gibi bir lüksümüzün olmadığını

biliyorum.