Savaş öncesi Suriyedeyim. Basamaklarını bir bir çıkıyorum Halep Kalesinin. Her bir adımda şehir kuşbakışı ayaklarımın altında. İhtişam ve sefalet iç içe. MÖ3000 yıllarından günümüze gelmiş ahşap oymalı dantel gibi işlenmiş yapı muhteşem bir dünya mirası. ŞİMDİ NE DURUMDA? Bombalar altında belki de yok oldu. BİLMİYORUZ. Ancak biliyorum ki orada sefalet içinde yaşayan fakir halk ya öldü ya da can derdinde. O günkü ihtişamı yaşayan zenginler bugün aynı debdebe ile dünyanın bambaşka coğrafyalarında hatta ülkemizde hayatın keyfindeler. Sefalet içinde göçe zorlananlar da ölüm kalım savaşında. Zenginlerin güldüğü, fakirlerin öldüğü, çaresizlerin kullanıldığı acımasız bir düzen. Birinci Dünya Savaşı’nda parçalanan Ortadoğu Osmanlısı ve başlayan Yahudi göçü. 2. Dünya Savaşında Almanya Ekonomi ve Mali Kaynaklarının Avrupa genelinde blokaja uğraması ve Hitlerin Alman sanayi ve ekonomisine karşı kurulan sterlin ve Frank blokajının arkasında Yahudilerin olduğunu bilmesi. Zorbanın öfkesinin körüklenerek yapılabilecek bir barışın yapılamaması. Sonuçta 2. Dünya savaşında milyonlarca Doğulu insan zulme uğradı. İdil-Ural ve, Kafkasyalılar, Türkistanlılar ve hatta Ruslar. Polonyalılar ve evet Yahudi soykırımı yine masumlar öldü ve yine büyük göç. Vadedilmiş topraklara ulaşıldı. Yıllardır Filistin’de yakarıyor anneler. Önce adım adım, sonra parsel parsel öyle bir yayıldı ki mazlumluktan mağrurluğa geçenler şimdi Filistin ağlıyor.
Tarih dersi gibi oldu farkındayım. Özetin özeti küçücük bir hatırlatma yapayım dedim. Tarih tekerrürden ibarettir. Tabi ki tekerrür eder çünkü coğrafya aynı coğrafya, insan aynı insan, hırslar ihtiraslar aynı ve her zaman bir üst akıl var ikinci bir ajandası olan. Görünenin hiçbir zaman geçek olmadı algı dünyasında yaşayan insanlık uyanmadığı ve her dönem çıkan ihtiraslı güç manyağı ruh hastalarının cilalı ışıltısının peşinden koştuğu sürece de tarih hep tekerrür edecek. Fakirler mahzunlar ölecek zenginler ihtişamlarını sürdürecek. Bunun dini, dili, ırkı yok kötü kötüdür, savaş insanlık suçudur. Savaşın kaybedenleri ise tüm insanlıktır çünkü insanlar barış şarkılarını değil hamasi nutukları seviyor. Birbirimizi sevmeyi, tahammül etmeyi öğrenmediğimiz sürece de bu böyle olmaya devam edecek.
O uzak ülkelerde ağlayan insanlar, yok olan canlar; ister doğuda ister batıda nerede olduğunun hiç farkı yok hepsi biziz. Dünyanın kırk küsur noktasında sıcak çatışmalar var. O ateşler söndürülmediği sürece çember daralacak. 3. Dünya Savaşı uzak bir ihtimal mi yoksa aslında savaşta mıyız?
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |