Menemen'in Sesi
Yazarlar Spor Güncel Siyaset Video Galeri Foto Galeri Tümü
PEHLİVAN’A TBB’DE ÖNEMLİ GÖREV!
PEHLİVAN’A TBB’DE ÖNEMLİ GÖREV!
PEHLİVAN’DAN ÇİFTÇİLERE MÜJDE
PEHLİVAN’DAN ÇİFTÇİLERE MÜJDE
Kitap kafelerin sayısı 10’a çıkacak
Kitap kafelerin sayısı 10’a çıkacak
BİR YILDIZ KAYMIŞ
BİR YILDIZ KAYMIŞ
11 Ağustos 2017 Cuma - 08:09

Mekanlar ve İnsanlar (Melek Balseven-S.Derya Bosut)

Mekanlar ve İnsanlar köşemizde bu hafta Mermerli Mah. Demirpençe Sokak´ta babadan gelen 60 yıllık mekanda Mesut Damar´ı konuk ediyoruz.

Mekanlar ve İnsanlar (Melek Balseven-S.Derya Bosut)

Mekanlar ve İnsanlar köşemizde bu hafta Mermerli Mah. Demirpençe Sokak´ta babadan gelen 60 yıllık mekanda Mesut Damar´ı konuk ediyoruz.

S.D.B: Geçmişten bugüne uzanırsak atadan babadan kalma mekandayız. O günlere dair neler söyleyebilirsiniz?

Mesut Damar: 1957 yılının Nisan ayında babam bu işi kurdu. Yıl 2017, 60 sene geçmiş üzerinden. 60 yıllık bir mazi var. Ben doğduğum sene babam burayı bir evin odasından yapmış. Rahmetli dedeler Selanik´ten gelmiş, buraya yerleşmişler. Hatta biz nene deriz babaannemiz: ?Ya oğlum bizi batıracaksın, ne dükkanı açacaksın? demiş babam anlatırdı. Şimdiki mekanın bir köşesinde yola doğru bir odayı dükkana dönüştürüyor babam. İyi ki de o girişimde bulunmuş. Allah nur içinde yatırsın.

S.D.B: Bu dükkan sizin doğumunuzla beraber açılıyor yani?

Mesut Damar: Benim doğduğum sene olan 1957´de babam dükkanı açıyor.  O yüzden ben  hatırlamıyorum. 20 m2 yer. Şurada eski kapımız vardı. İşi yine aynı temelde sürdürüyoruz. Muhacir hakkı olarak bize ova veriyorlar, bağımız da vardı. Bağı babam yeterli görmeyince bu işi kurmaya karar veriyor. O zaman araba yok. Araç hiç yok denecek kadar az. At arabalarında Konya arabaları lükstü. Öyle bir devirde babam dükkan açıyor. Hayvancılık çok olduğu için Menemen´de dahi herkesin evinde büyükbaş, küçükbaş hayvan vardı. Bu meslekte Menemen´de sayılı ilklerden bir tanesiyiz. Bizden sonra Menemen´de 5-6 tane daha yemci işe başladı. Evimiz dükkanın dibinde olduğu için dükkanda büyüdük diyebilirim. Hep söylerim zaten, benim kundağımı kepek çuvalı ile yapmışlar diye. Hakikaten doğru yani. Evin içine dahi babam yem koyardı. Misafir gelirdi, yem çuvalları bir yanda, misafir bir yandaydı. Biz böyle yetiştik. Ama o günler keşke olsun bu günler demeden geçemeyeceğim. O günler çok tatlı ve güzel günlerdi. Samimiyet, sevgi, saygı, itimat vardı. Hızla teknolojinin ilerlemesiyle ortam değişik bir hal almaya başladı. Zaman içinde bu ticaret bana çok şey öğretti. Şimdi karşıdan gelen adamın gözüne bakınca az çok nasıl biri olduğunu çıkarırım. Mesela köye giderdik, gezerken Ahmet abi evde mi diye soramazdın, niye, hemen Mesut´un alacağı mı var Ahmet abiden denirdi. Ama şimdi öyle bir dünya var mı? Tencere tersine döndü.  

S.D.B: Dükkanda işlerle ilgilenmeye ne zaman başladınız?

Mesut Damar: 15 yaşına gelince ister istemez işlerle ilgilenmeye başladık. İrfan Erdem´de ilkokulu okuduk, okul bitince doğru buraya gelirdik. Ortaokula da Menemen´de devam ettim. Lise yoktu o zaman Menemen´de. Karşıyaka´ya gitmek lazım, onun için liseye gitmedik. 67´li yıllardı. Yem dışında yumurta dahi satıyorduk. Zaman içinde bizim fikirler ve teknoloji geliştikçe kabuğumuza sığmamaya başladık. Babam belli bir yaştan sonra bize işleri bıraktı. Askerlik dönemim geldi. O yıllarda babam muhtar oldu. O dönemde yem işi ile muhtarlık iç içe geçti. Hatta hiç unutmam askerden geldiğim gün perşembeydi, dükkan kalabalıktı ve müşteriye bakarken oğlan askerden gelmiş, sen hemen dükkana soktun, daha eve girmedi çocuk demişti Doğaköylü müşterimiz babama espriyle karışık. Sesleri duyan annem çıktı kapıdan oğlum gelmiş diyerek. Öyle bir yoğun iş vardı. Tatlı bir alışveriş vardı. Ben her zaman şu günkü halimde, o günler keşke olsa bu teknoloji olmasa derim.

M.B:  O zaman da yem satıyordunuz, şimdi de yem satıyorsunuz. O zaman yemleri ne şekilde tedarik ediyordunuz, şimdi ne değişti?

Mesut Damar: Çok şey değişti. O zamanki yemler daha çok hayvan, insan gücüyle nakliye yapılırdı, araç yoktu ve bu nedenle de tamamen yereldeki ürünleri alırdık. Mesela kapçık dediğimiz hayvan yemini İzmir´deki fabrikasından at arabaları ile getiriyorlardı bize. Harar dediğimiz balyalar burada boşalırdı. Küspe dediğimiz pamuk çekirdeği yine İzmir´deki Tariş´ten at arabalarıyla gece yarısı çıkarılır, öğlene doğru bize gelirdi. Biz yine onu dökme yapardık. Kapçık, küspe, kepek bu bölgenin yetişen tarım ürünlerinin çıktılarıydı. Her üretici kendi bölgesini beslerdi. Akşamüzeri olduğu zaman öyle bir at arabası sıralanıyordu ki buraya biz yem vermeye yetiştiremiyorduk. Zaten çuvalla almaya imkan yoktu. İki kepek, bir saman alınırdı genelde, üç kilo ezme alan daha paralı demekti o zaman.

M.B:  Peki şimdi nereden ve nasıl geliyor hayvan yemi?

Mesut Damar: Şimdi son model işe döndü, başta fabrikalar bütün aletlerini değiştirdi, yoğun teknoloji kullanılıyor. O gün 24 saatte 1 ton çıkaran fabrika, bugün 1 saatte 40 ton çıkarıyor. Hazır yem Manisa´dan geliyor. Arpa Uşak´tan, saman Diyarbakır´dan, Mardin´den geliyor. Samanı eskiden kendi anızımızdan traktör römorkla sokağa döküp kerter kerter çekiyorduk. Önce Kütahya´ya, şimdi de Diyarbakır´a sıçradı. Diyarbakır-Bismil´e telefon ediyorsun, orada sarılıyor iki gün içinde elinizde. Saman çuvalını görünce nasıl paket yaptıklarına ben dahi inanamıyorum. O kadar teknoloji ilerledi. Eski sistem peygamber usulü. Ama şimdi her işte olduğu gibi bu işte de bilgisayar var.

M.B:  Şimdi her şey ambalaja girdi,  eskiden iş gücü insan ve hayvandaydı. Peki o zamanki satış potansiyeli ile şimdikini kıyaslarsanız?

Mesut Damar:  Çok güzel sordunuz. O gün daha iyi ve daha güzeldi satış. Daha da fazlaydı. Bugün rakamlar belki şaşırtacak sizi ama o günün azı bugünün çoğu değil. Yani kuru kalabalıkta bir dövüş oluyor. O zaman gerçek bir ciro vardı. Gerçek bir insan ve ticaret vardı. Şimdi diyeceksiniz yok mu? Evet yok. Alacağın kağıtta belli bir meblağ var, ama para yok ortada. Herkes birbirine aktarıyor. O zaman para vardı. Bir Ziraat Bankası, Emlak Bankası vardı. Geçmişte akşam dört buçuk olunca ayıptır söylemesi biz para yatırmaya giderdik. Bugün dörtte gidin bankalara bütün esnaf veya sanatkar para alıp borç ödemek yönünde. İşte bu ne kadar cironun fazla olduğunu ortaya çıkıyor. Ama rahatlık var mı, çok var. Eskiden bizim kepek çuvalı 90 kiloydu. Şimdi bizim iş şu anda konfeksiyon kadar temiz oldu. Yemci dükkanında televizyon karşında, klima üstünde rahat bir koltuktasın. Şimdi bir gram toz bulamazsınız. Eskiden bizim tozdan yüzümüz gözükmezdi. Her şey boşalıyordu çünkü. Buradaki farkı siz çözün?

S.D.B: Muhtarlığa dönecek olursak, neler söylersiniz?

Mesut Damar:  Muhtarlık babadan geliyor. 50 sene devam etti. Babamdan bana geçti. Allah razı olsun biz hizmetimizi yaptık.

M.B:  Menemen´in kültürünü hazmetmiş, burada yaşamış, çekirdekten yetişmiş esnafsınız. Muhtarlık yanında bir göreviniz daha var. Esnaflar Odası Başkanlığı´nı yürütüyorsunuz. Esnafların lideri olarak yaptığınız iş için ne söylemek istiyorsunuz?

Mesut Damar:  Hayat bize öyle şeyler getirdi ki, 1957-2017 yarım asrı geçkin bir ticaret hayatımız var. Bu süreçte o kadar çeşit insan tanıdık ki, kitabı yazılsa yazılmaz. O teşkilatta yaşarken muhtarlık bizi bir yola daha itti. Resmiyetlere girdik. Ayrı bir kanaldan insanlara yaklaştık. O süreç esnaf teşkilatına beni başkan yaptı. Yıl 2002´di, 15 yıl oldu. Esnaf teşkilatı içinde, mesela eskiden Menemen´in 52 köyü vardı, Salim Damar, Mesut Damar dediğin zaman hala bizi tanırlar. Belki bizi görse tanımaz ama ismimizi bilir. Ben bununla onurlarım, gururlanırım ama büyüklük hiçbir zaman yapmadım. Esnaflık büyüklüğü hiç kaldırmaz.  Makam, mevkii insanları değiştirirse o iş biter. Az önce daha sırtıma çuvalı aldım. Şimdi çocuklarım yetişti. Onlar da bu işi yapıyor. Zaten bu işten gocunan benim çocuğum dahi olsa bu işi yapmasın. Esnaf, milletin hamalıdır. Esnafın teri, elinin limon kolonyasıdır. Bunu kaldıramayan insan alır ceketini gider. Esnaflık sabır işidir, hizmet işidir.

S.D.B: Şimdiki esnaflığı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mesut Damar: Üzülüyorum, esnaflık bilgisayara bakarak olmaz. Tabii ki bilgisayar olacak yanlış anlamayın, ama yerine göre kullanılmalı. Telefon elden düşmüyor. Esnaflık azim işidir, hep yüzün gülecek, emin olun ki o gün evden çelişkili indiyseniz o gün alışverişiniz yoktur. Bunu samimiyetimle söylüyorum inanın. Esnaflığı yaşamak lazım. Sonradan esnaflık olmaz. Tekrar dünyaya gelsen ne yapmak istersin derler ya, ben yine aynı mesleğimde, aynı konumda olmak isterim. Kendi işimden çok memnunum. Değerini bildik. İki evladımızı evlendirmemize sebep oldu burası. Nankörlük edemeyiz. Alın teri ile düzen kurdum. Bana miras kalmadı. Babam 20 m2 dükkan verdi. Ama en büyük serveti de dört evladına bıraktığı itibarıdır. Bu bitmeyen servet. Hala daha fabrikalarda Salim Damar bizim ilk müşterimiz derler.

M.B:  Peki, bu işi bundan sonra nereye taşımak istiyorsunuz?

Mesut Damar: Son 3-4 senedir biraz genişletme yönüne gittik. Zaten çok zengin olma yönüne hiç gitmedim. Çok zengin olursan, bu işi kaybedersin. Orta ölçekli esnafın vasfını vereceksin. Atılım yaparak süt işine başladık. Salim süt bölümüne bakıyor, Tolga yem bölümüne bakıyor. Mandıra değiliz, süt toplama merkezi diye geçiyor bu iş. İki çocuğum devreye girdi. İki sene çok zorluklar çektik. Yeni yasa ve yönetmelikler bu konuda çok sıkı. Tam teşekkülü olarak bu işi yapıyoruz. Çocuklar başka iş yapsın desem de onlar burayı tercih etti. İki torun yetişiyor bakın onlar da yemci olacak, geçen gün hanıma hadi babaanne, kalk kamyona yem yükleyelim diyor. Arkadan dördüncü kuşak yemci yetişiyor gibi gözüküyor.

S.D.B: Öyleyse bu konuyu şu anda burada bulunan Tolga´dan dinleyelim.

Tolga Damar: Müşterilerden talep gelince, 2011 yılında biz süt işine başladık. İğnedere, Görece, Süleymanlı, Çavuşköy, Kesikköy, Menemen merkez ve Emiralem olmak üzere yaklaşık 25-30 müstahsilden günlük sabah-akşam 4-5 ton kadar süt toplamaya başladık. Bir tane şoförümüz var. Toplanan sütleri soğutuyoruz. 4 dereceye indiriyoruz. Ondan sonra bu sütler buradan Bergama´ya, oradan İstanbul´a Ülker, Sütaş, Yörsan gibi yerlere gidiyor.

S.D.B: Son olarak esnafa mesajınız ne dersek?

Mesut Damar: Çocuklarıma da hep dediğim gibi, esnafa mesajım kendi işinde büyümesi, bildiği işi yapması. Saygı, sevgi çerçevesinde insanların güvenini kazan, mütevazı ol. Tatlı dil, güler yüz her şeyin başı. Gerisi zaten sana gelir.

BİZDE KALANLAR

Üzerine tarih sinmiş mekanlar vardır, kokusu, dokusu her halinden anlaşılır bir geleneğin temsilcisi olduğu. İşte öyle bir mekandaydık bu hafta. Üç kuşak Damar Ailesi dördüncü kuşak da aynı yolda çocukların oyunlarıyla başlayan bir yaşam tarzı. ?O günler keşke olsa bu günler? diyor Mesut DAMAR atmış yıl öncesinden başlayan baba mesleğinin dününü bu gününü anlatırken. Bir göz odada tavuk yemi, yumurta, kapçık, küspe ve samanla başlamış ticaret hayatı, o yıllarda ezme yem pahalı alıcısı fazla değil. Şimdi konfeksiyonu oldu işin, her şey ambalajlı, çeşit çok, ancak o eski tad da yok diyor. Ailenin altmış yıllık ticaret hayatı ,elli yıllık muhtarlık deneyimine Mesut Bey´in 15 yıllık Esnaf Odası Başkanlığı  eklenince, üçüncü kuşak gençlere aktarılan tecrübelerin yanı sıra büyük bir sorumluluk da yüklenmiş elbette. Tolga ve Salim Kardeşler de hem bu anlayışı sürdürmek hem de var olana yeni faaliyetler eklemek adına sıvamış kolları biri yem diğeri süt işini üstlenmiş ve üç koldan bir yürek çalışmaya devam ediyorlar. Salim Dede´nin bitmeyen itibarına saygı ile bu aile geleneğini sürdüren insanlara yolunuz bahtınız açık olsun diyerek bol bereketli kazançlar diliyoruz.

 
FB Başkanı´nın Mutlu Günü
 
Transferler Devam Ediyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
FB Başkanı´nın Mutlu Günü
FB Başkanı´nın Mutlu Günü
Cebe Ailesi´nin Torun Mürüvveti
Cebe Ailesi´nin Torun Mürüvveti
TARIK DURSUN K. DENİZ ÖYKÜLERİ ÖDÜL TÖRENİ
TARIK DURSUN K. DENİZ ÖYKÜLERİ ÖDÜL TÖRENİ
Okul Servisi Ücretleri Belli Oldu
Okul Servisi Ücretleri Belli Oldu
Asarlık Gençlerbirliği Şampiyon
Asarlık Gençlerbirliği Şampiyon
GDZ Elektrik Dağıtım, 2017 Yatırım Çıtasını Yükseltti
GDZ Elektrik Dağıtım, 2017 Yatırım Çıtasını Yükseltti
EGELİ MASTERLERDEN KOSOVA´YA DÜNYA BARIŞ KUPASI ÇIKARMASI
EGELİ MASTERLERDEN KOSOVA´YA DÜNYA BARIŞ KUPASI ÇIKARMASI
?İLK?LERİYLE BİR ZAMANLAR
?İLK?LERİYLE BİR ZAMANLAR
Mekanlar ve İnsanlar
Mekanlar ve İnsanlar
?ESKİ AĞIZA YENİ TAT HA HA HAY?
?ESKİ AĞIZA YENİ TAT HA HA HAY?
Menemen'in Sesi Gazetesine Reklam Ver
Yazarlar Spor Güncel Siyaset Video Galeri Foto Galeri Tümü
Haber içeriklerimiz kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Menemen'in Sesi
© Copyright 2020 Kanatlı Ajans Yayın ve Gazetecilik Tic. Ltd. Şti.
Künye| Bize Ulaşın