Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, aramızdan ayrılışının 79. yıldönümünde tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de hasret ve minnetle anıldı. Geçmiş yıllara göre, anma törenlerine katılımın yoğunluğu dikkat çekti.
İlk tören Cumhuriyet Meydanı´nda
Cumhuriyet Meydanı´ndaki çelenk sunma törenine; Menemen Kaymakamı Gülihsan Yiğit, Garnizon Komutanı Topçu Albay Feridun İşler, Belediye Başkan V. Mustafa Sevinç, Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Hocaoğlu, kamu kurum ve kuruluşlarının daire amirleri, askeri erkan, gaziler, siyasi partilerin başkan ve yöneticileri, oda başkanları, sivil toplum kuruluşları, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Menemen Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı, baro, siyasi partilerden AKP, CHP, MHP ve Vatan Partisi, sivil toplum kuruluşlarından Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk Kadınlar Birliği Derneği ve Menemen Muhtarlar Derneği adına Atatürk Anıtına çelenklerin sunumunun ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile birlikte şanlı bayrağımız göndere çekildi. Daha sonra yarıya indirildi. Ayrıca gün boyu Atatürk Anıtı yanında yanan iki meşalenin başında ise bir kız bir erkek öğrenci nöbet tuttu.
Ardından Belediye Kültür Merkezi´ne geçildi. Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü organizasyonu ve Menemen Anadolu Lisesi katkılarıyla burada sergilenen ?Atatürk Konulu Pullar? sergisi katılımcılar tarafından gezildi.
Anma Töreni Kültür Merkezi´nde
Salon programına; Kaymakam, Garnizon Komutanı, Belediye Başkan Vekili, askeri erkan, resmi kurumların daire amirleri, sivil toplum ve siyasi partilerin temsilcileri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
?Bir insan olarak yeryüzüne gelmiş, bir cihan olarak gitmiş?
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende, günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Menemen Anadolu Lisesi Müdürü Ömer Tunç, ?
Büyük önder; fikir, ideal ve eserleriyle bağımsızlığımızdan, tarihimize, dilimizden, sanatımıza ve benliğimize kadar en gerçek fikirlerin ve en sıcak duyguların içinde, aramızda hep yaşayan bir önderdir.
Atatürk`ün ölümsüzlüğe uğurlandığı günün yıldönümünde hepimize düşen en büyük görev; Atatürk`ü ve en büyük eseri Cumhuriyet`i anlamak, Cumhuriyet`in değerlerini her koşulda korumak, Atatürk´ün fikirlerini benimsemek, Türkiye´yi aydınlık yarınlara taşımaktır.
Mensubu olduğu Türk Milleti´ni sonsuz bir aşkla seven Mustafa Kemal Atatürk, milleti için her türlü zorluğa katlanmış ve kendini ona adamıştır.
O yeryüzüne bir insan olarak gelmiş, bir cihan olarak gitmiştir. Hiçbir kimse bu muzaffer general, bu kahraman insan kadar kendi ulusunun kalbine yakın olamamıştır.
Bizler ışığımızı, inancımızı ve gücümüzü Atatürk´ten almaktayız. Bize bıraktığı ışık yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir. Bu ışık, sadece yolumuzu değil, içimizi de ısıtıp aydınlatmaktadır.
Bugün çevremizi saran tehditlerin iç yüzünü iyi görmeliyiz. Neyi yaşıyorsak, son bin yıldır yurt yaptığımız Türk´ün son ve ebedi kalesi Anadolu´da, kapanmamış defterlerin, silinmemiş nefretlerin, tükenmemiş öfkelerin hesabı önümüze getirilmektedir. Türkiye´miz çok ciddi bir beka mücadelesi vermektedir. Bunları aşmanın tek çaresi; Yüce Atatürk´ün kurduğu ve bizlere armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetinin devleti ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu bilinciyle tüm emperyalistlere karşı her alanda mücadele etmemizdir. Onun aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor ve hepinizi sevgiyle selamlıyorum? dedi.
Yüzyılın Dehası Atatürk
Atatürk´ün askeri kişiliği konulu konuşması için kürsüye gelen 57. Topçu Tugay Komutan Yardımcılığından Topçu Üsteğmen Özhan Oktay, ?10 Kasım elbette ki sadece yas tutma günü değildir. Onun bizlere emanet ettiği Cumhuriyeti nasıl benimsediğimizi, O´nu ve Devrimlerini ne ölçüde anlayıp kavrayabildiğimizi gözden geçirdiğimiz gündür. Bu yönü ile 10 Kasımlar birer muhakeme günüdür. Çünkü Atatürk: Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir. ifadesi ile bizlerden ne beklediğini ortaya koymuştur? şeklinde sözlerine başladı.
Oktay konuşmasının devamında, ?Milletin en zor gününde ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR diyerek manda ve himayeyi reddeden, yalnızca Türk ulusunun vatan sevgisine ve özgürlük tutkusuna güvenerek Kurtuluş Savaşını başlatan bir Asker! Mustafa Kemal.
O´nun önderliğinde her tüten ocak bir asker giydirmiş, zanaat sahipleri ordunun emrine alınmış, hurda demirden dahi silah, süngü, nal yapılarak; millet atla, kağnı ile yalnızca düşmanın çelik zırhı ile değil içteki hainlerle de savaşmış, parolası YA İSTİKLAL YA ÖLÜM olan, dünyada eşi görülmemiş bir Kurtuluş Savaşı kazanmıştır.
Gazi Mustafa Kemal, bu zaferden sonra bir an bile zafer sarhoşluğuna kapılmamış, silahların susacağı ve sözün diplomasiye bırakılacağı noktayı çok iyi değerlendirmiştir. Böylelikle vatan toprağı düşmandan temizlenmiş son olarak da İstanbul´daki işgal kuvvetleri, Türk Bayrağını selamlayarak, kıtaları ile birlikte, gemilere binip gitmişlerdir.
Atatürk, tarihte benzeri az bulunabilecek askeri zaferlere imza attığı halde, asıl kurtuluşun siyasi, sosyal, ekonomik yaşantıda, çağdaş bilim esaslarına göre yapılacak yeniliklerde olduğunu bilen büyük bir devrimci ileri görüşlü bir devlet adamıdır.
Mustafa Kemal iki büyük savaşın Başkomutanıdır. Birinci savaş tutsak yurdun özgürlüğünü sağlayan savaştır. Mustafa Kemal´in başkomutanlık ettiği ikinci savaş ise ulusu geri kalmışlığın, bilgisizliğin, karanlığın elinden kurtarmak savaşıdır. Mustafa Kemal, bu ikinci Kurtuluş Savaşını da başarı ile sürdürürken aramızdan ve başımızdan ayrıldı. Bugün dahi gururla ve büyük bir coşkuyla söylediğimiz Cumhuriyetin 10´uncu Yıl Marşında da anlatıldığı üzere, dünyada başka hiçbir ulusça hayal edilemeyecek kadar kısa bir sürede ülke çağ atlamış ve bölgesinin en güçlü devleti haline gelmiştir. Tarihe baktığımızda Birinci Dünya Savaşını sona erdiren anlaşmalardan yaşayan tek anlaşmanın Lozan Anlaşması olduğu; Montrö Boğazlar sözleşmesinin hala uygulanıyor olduğu görülmektedir. Bu Atatürk´ün devletlerarası ilişkilerde barışçı, ileri görüşlü ve aktif dış siyasetinin ürünüdür.
Bir eylem adamı olduğu kadar, bir fikir adamı da olan Ulu Önder Atatürk gerçekten de dünyada eşi az az olan büyük bir dehadır. O´nun bu yönünü bütün dünyanın; siyaset, bilim; devlet ve fikir adamları oybirliği ile kabul etmektedir. O´nun dehasını Mr. Lloyd George şu sözleriyle dünyaya ilan etmiştir: Arkadaşlar! Asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, O büyük dahiyi, asrımızda Türk Milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal´in dehasına karşı elden ne gelir ki!
Menemen Anadolu Lisesi Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Nilay Evgin Öcal´ın, Atatürk´ün hayatını anlatan slayt sunumunun ardından okul öğrencilerinin öğretmenleri Öcal yönetiminde hazırladığı Atatürk oratoryosu sahnelendi. Oratoryoya türküler ve halk oyunları da eşlik etti.
Haber: S. Derya BOSUT
Foto6: Kubilay İlkokulu 3-İ sınıfı, sınıf öğretmenleri ve okul müdürleri ile salon programına katıldı.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |