S.D.B: Öncelikle Muradiye teyze seni tanıyabilir miyiz?
Muradiye Öven: 1927 yılında Foça´da doğdum. 1 oğlan 2 kız 3 kardeştik. İlkokula burada Şehit Kemal Okulunda gittim, 5´i bitirdim.
S.D.B: Babanın işi dolayısıyla mı Menemen´e geldiniz o zaman?
Muradiye Öven: Evet. Bak ben sana anlatıvereyim, babam bahçıvandı, yol parasını veremiyor, bir zamanlar öyleydi. Senin deden(Köprülü Hüseyin) de babamın kardeşi. Gel buraya bizim bahçede çalış diyor deden babama. At arabası ile biz sizin bahçeye geliyoruz. O zaman ben çok küçüğüm anlatılanlar üzerine bunu sana anlatıyorum. Hatırlamam mümkün değil. Senelerce biz orada kalıyoruz. Sonra tren istasyonunun orada bir ev alıyoruz. Ve oraya taşınıyoruz.
S.D.B: Evlilik nasıl oldu peki?
Muradiye Öven: Evlendiğimde yaşım 17-18 olsa gerek. Mustafa da olsa olsa 23-24 gibiydi. İstasyon şefiydi. Sonra gar şeflik imtihanına girdi, ama yeni yetişenlerle anlaşamadı, bunu nöbete sokalım dediler, 38 sene emek vermişim ben nöbete girmem dedi. Birden istifasını verdi ve ayrıldı.
Kızı Nergis Önemli: Aslında gar müdür muavini idi.
M.B: Çok hızlı atladınız amca ile nasıl tanıştınız, evlilik kararını nasıl aldınız?
Muradiye Öven: Onlar da buralı, Dayko derler. Mustafa istasyonda çalışıyordu, bizim ev de istasyonun arkasındaydı. Orada bahçıvanlık yapardık. İstasyona komşuyduk yani. Mustafa da orada genç bir memurdu. Orada birbirimizi gördük, beğendik ve evlendik. 1 kız 2 oğlan olmak üzere 3 çocuğumuz oldu. (Vefat eden oğlu aklına gelince gözleri doldu ve daldı gitti) Aslında 4 çocuğumuz oldu, ilk çocuğumuz 55 günlük öldü, bakamamışız onu. Zatürre olmuş. Gençlik, cahillik işte. Babam anladı öldüğünü ben onu bile anlamadım. Sonra Nergis, ardından rahmetli Zafer en son da Mehmet oldu. Gençliğimiz böyle geldi geçti.
S.D.B: Hep Menemen´de mi çalıştı Mustafa Amca?
Muradiye Öven: 1960´da Malatya´ya gittik. Ailecek gittik. 10 sene kaldık.
Kızı Nergis Önemli: Önce babamı Malatya-Sallar ilçesine verdiler, babam orasını istemedi. Epey bir zaman Hekimhan´da vekaleten bulundu. Sonra Malatya´nın en güzel ilçesi olan Doğanşehir´e geldi, biz de direkt Doğanşehir´e gittik, diğer yerleri hiç görmedik. Biz Doğanşehir´de okula başladık. 5 sene sonunda eski Malatya´ya tayinimiz çıktı. 4-5 sene sonunda babamın tayini Nazilli´ye çıktı. Babam oraya Gar Müdür Muavini olarak geldi. Orası Devlet Demiryollarının çok teşkilatlı bir istasyonuydu. 2.5-3 sene sonunda tekrar Menemen´i istedi.
Muradiye Öven: Menemen´de nöbete girme işi emekliye ayrılmasına sebep oldu. Emekliliği dolmuş birine bu yapılmaz diye bastı istifayı. Karar kendisinin tabii. Emekli olduk lojmandan kiraya çıktık.
S.D.B: Sonra başka bir iş yaptı mı peki?
Muradiye Öven: Yok, maaşımız yetiyordu bize. Çocuklar da yetişmişti zaten. Hiç sıkıntı çekmedik.
M.B: Geçmişe dönüp bakınca yaşamınız nasıl geçti?
Muradiye Öven: Aslında gençliğimde ben yokluk görmedim. Eşim geceli gündüzlü devamlı çalıştı. Ayağımızı yorganımıza göre uzattık. Sıkıntı da yokluk da çekmedik. Malatya´da, görev yerimiz mahrumiyet bölgesi olduğu için fazla maaş veriyorlardı, artıyordu bile. Yani hep fazla hırpalanmadık, hayatımız güzel geçti. Mutlu olduğum bir evliğim oldu. 60 sene evli kaldık. Hiçbir kötü laf birbirimize söylemedik. Sakın mahalle bağırdığımızı duymasın derdi hep Mustafa. Birbirimize sevgimiz ve güvenimiz sonsuzdu. Ölünceye kadar da kötü bir lafını duymadım kendisinden. 11 sene oldu kaybedeli.
M.B: İçinizde ukde kalan bir şey var mı?
Muradiye Öven: Yok,istediğimiz her şeyi yaptık, çok şükür. Derdimiz imanımız bir evdi, babam para verdi, buraları aldık. Huzurlu bir hayatımız oldu. Eşimden hiçbir kötülük görmedim.
M.B: Şimdiki gençlere nasihat olarak ne söylersiniz?
Muradiye Öven: Kocanıza hürmet edin. Her zaman onun dediğini yaptım. Babadan gelen alışkanlıkla hep 5 demeden evdeydim.
M.B: Şimdi günleriniz nasıl geçiyor?
Muradiye Öven: Ayaklarım tutmuyor, sokağa çıkamıyorum. Evde kızımla birlikteyiz. Allah ondan razı olsun çok iyi bakıyor bana. Mustafa bana derdi ki, kız seni yalnız bırakmaz, ben sana aylık bırakacağım o sana yeter. Doğru söylemiş. Çok şükür hiç para sıkıntım yok. Torunlar, torun çocukları gelip gidiyor. Onlarla oyalanıyoruz işte.
BİZDE KALANLAR
Muradiye Hanım´ın kızıyla birlikte yaşadığı Lise Yolu´ndaki evine giderken köşedeki taş evin yıkıldığını görmek bizi hüzünlendirdi, yerine ne gelirse gelsin artık o sokak eksik kalacaktı. Cumhuriyet Çınarları dediğimiz yaşayan tarih olan büyüklerimize daha bir dört elle sarılıp iyi ki varsınız ve sağlıkla varlığınız daim olsun demek geldi içimizden. Onlar bizim geçmişimizle köprülerimiz, çocukluğumuza dokunduğumuz değerlerimiz, kıymetlerini ne kadar biliyoruz bilemiyorum tıpkı o köşedeki taş bina gibi. Bu duygularla girdik Muradiye Hanım´ın evine. Köşesinde oturmuş öyle sevecen bakıyordu ki içimiz aydınlandı. Güzel bir hayatım oldu, hiç yokluk yoksulluk görmedim sevdiğim çok sevdiğim eşimle 60 yıl hayat arkadaşlığı yaptık, kayıplarımız da birbirimize tutunduk güç aldık, memuriyeti sebebiyle başka şehirlerde yaşasak da çocuklarımızla her yerde mutlu olmayı başardık diyordu anlattıkları. Elindekiyle mutlu olmanın kıymetini, birliğin beraberliğin kattığı gücün farkında olan o güzel kadına şimdiki yol arkadaşı kızı Nergis Hanım ve tüm sevdikleriyle sağlıklı güzel günlerinin devam etmesini diliyoruz.
Foto 3: Eski fotoğraflara bakıp o günlere gitti.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |