Mustafa Kemal çıkartma yapan Anzak kuvvetlerini durdurmak için emrindeki 57. Alaya ?size ölmenizi emrediyorum? demiş ve buna uyan 57. Alaya bağlı 628 asker oracıkta vatan için canlarını vererek savaşın seyrini değiştirmişlerdir.
Mustafa Kemal çıkartma yapan Anzak kuvvetlerini durdurmak için emrindeki 57. Alaya ?size ölmenizi emrediyorum? dediğinde bu emir, askeri bir emirdi. Bu emri dini olarak askere benim büyük dedem telkin etmiş olmalıdır. Çünkü O, orada, o alayda ordu hatibi olarak görev yapmaktaydı ve 57. Alayın bu kahramanlığından dolayı o da kahramanlık madalyası almıştır.
Benim sülalemde çoğu oldukça üst düzey okumuş ancak farklı görüşlerden önemli insanlar vardır. Bunlardan Müderris, Ordu Hatibi Hüseyin Hilmi Efendi medrese eğitimi almıştır, dolayısıyla yenilikçilik rüzgarlarından daha az etkilenmiş olmalı ki, o gün devlet başkanı olarak gördüğü padişahına, halifesine bağlı kalmış bu da onu bu gün için milli mücadeleyi desteklemeyen konumunda bırakmıştır. Oysaki Devleti o gün için tek başına temsil eden Padişah Vahidettin kurtuluşu İngilizlerin himayesine girmekte bulmuş ve Çanakkale ve Kut-ül Amare de çok önemli savaşlar kazanan milletimizi attığı tek bir imza ile esarete mahkûm etmiştir.
Büyük dedem Savaşın bitmesi ile Tire´ye geri dönmüş ve Tire´nin işgalinin sonlandığı 4 Eylül ile Mustafa Kemal´in ordularının İzmir´e ulaştığı 9 Eylül 1922 arasındaki yönetim boşluğu döneminde Tire´nin yönetimini üstlenenlerin entrikası ile bilinmeyen bir yere götürülerek katledilmiştir. Kendisine isnat edilebildikleri tek suçlama Padişah´ın desteklediği İzmir´deki İngiliz Mandacılığı Mitingine katılımıdır. Bu kişilerin acelelerinin sebebi büyük dedem ile Mustafa Kemal´in yakın tanışıklığından çekinmeleridir. Zaten Mustafa Kemal kendilerini Tire´nin yönetimine atayan bu kişileri çok geçmeden görevden almıştır.
Bize göre bu acı olayın kökeninde bir makamın paylaşım savaşı vardır. Bana göre kimileri kendi kişisel makam mevki beklentileri için Milli Mücadeleye katılmışlardır. Bu amaçlarına uygun olarak büyük dedemi vatana ihanetle suçlayarak katledip kendilerini geçici yönetim ilan etmişler ancak bu yaptıkları yanlarına kar kalmamış, yaşamlarının kalan kısmı onlara hayır etmemiştir. Zaman içinde bunlardan birisi İzmir Suikastında asılmış, diğeri oğlunun eşi ile uygunsuz durumda yakalanarak zannedersem intihar etmiş, bir diğeri ise terfi etse de zaman içinde kör olarak yaşamını sürdürmüştür.
Büyük dedem Hüseyin Hilmi Efendi´nin kızı olan anneannem ve dedem bizleri vatanına milletine özellikle ?Cumhuriyete, onun kurucusu Mustafa Kemal´e? bağlı insanlar olarak yetiştirdiler. Beş çocuğunun eşleri, çocukları bayramlarda hep beraber toplaşırdık. O evde bir tek anda bile Cumhuriyet ve Mustafa Kemal aleyhine imalı bir söz söylendiğini hatta imalı bir suskunluk yaşandığını görmedim. Bu vatanı kurtaran Mustafa Kemal´e ve onun kurduğu Cumhuriyet´e tüm kalpleri ile bağlı yaşadılar ve öyle öldüler.
Size bunları niçin anlatıyorum biliyor musunuz? Büyük dedemin kahramanlık öyküsü ile övünmek için mi? Kesinlikle değil. Ülkemizin son yıllarda getirildiği duruma yönelik olarak üç beş kelime edebilmek için. Günümüzde kimileri ?Kurtuluş Savaşı? da dediğimiz Milli Mücadeleyi, kimileri Çanakkale Savaşını, kimileri Çanakkale Savaşı içinde Deniz Savaşlarını ön plana çıkartmaya çalışıyor bu günlerde. Bunu kendi dünya görüşü içinde insanlarımızı bölmek ve ayrıştırmak için yapanlar var. Herkes kendi tarafından görüp birisini değerli diğerini değersiz kılmaya çalışıyorlar. Halbuki hepsi değerli ve hepsi bizim tarihimiz. Size çok basit bir örnek versem ne dediğim kolayca anlaşılır. 57. Alayın şehit olan alay Tabibi bir Rum olan Yzb. Dimitroyati´dir. Hepsi bizim insanımızdı aslında. Yeterince bölündük, lütfen daha fazla bölünmeyelim.
Her devrim kendi kahramanlarını yaratır. Kimileri de bu devrimi desteklemedikleri için hain konumunda kalabilir. Her devrim başlangıcında bir isyandır. Bu isyana katılanların bir kısmı idealist önderler olsa da bir kısmı ülkenin yeni paylaşımından kendilerine pay kapmaya çalışan makam mevki meraklılarıdır. Mustafa Kemal´in idealist bir önder olduğundan en küçük bir kuşku duyulamaz. O artık köhnemiş ve çağın gereklerine ayak uyduramamış yönetim anlayışını değiştirerek bir ülkeyi küllerinden ayağa kaldırıp tam bağımsız çağdaş bir yola sokmaya çalışmıştır. Her devrim kendi karşı devrimini üretir. Karşı devrim daha Mustafa Kemal´in sağlığında başlatılmıştır. Ülke hemen tekrar dışa bağımlı hale getirilmiştir. Bu arada dünya düzeni de değişmiş ve Amerika İngiltere´den dünyanın liderliği almıştır. Belki bir gün fırsat bulursam sizlere bunları da anlatırım.
Haftaya kadar sağlıcakla kalın. Siz siz olun Mustafa Kemal´in bizi soktuğu çağdaşlık, eğitim, tam bağımsızlık yolundan dönmeyin. Ayrışmayın, birleşin. Tarihimizin her anına hep birlikte sahip çıkın.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |