Merhaba
Geçen haftaki yazımda bu pandemi dönemiyle birlikte sağlıkçılarımızın yaşamakta olduğu sorunları paylaşmaya çalıştım. Bazı yerlerde bu konuda umut verici iyileşmeler var. Bunlardan biri de Menemen. Kendi adımıza sevindirici. Ancak; Ülke genelinde durum o kadar da iç açıcı değil. En basitinde şu aşı konusuna bir bakalım. Tam bir yılan hikayesi. Bir söylenen bir öncekini tutmuyor. Pandemi ile ilgili her şey şu aşı muamması gibi. Doğru bilgilendirme yapılmadığı için insanlar rahat davrandı ve herkes hastalığı birbirine bulaştırdı. Bugünse iş kontrolden çıktı. Olan sağlıkçılara oldu. Meselenin iyi ya da kötü olduğunu şuradan anlayabiliriz. Neredeyse her gün 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybedenler kadar insanımızı kaybediyoruz. Ki bu sayılar açıklanması uygun görülen sayılar!..
İyimser olmak için henüz çok erken. Hala herkesin sorumlu davranması ve dikkatli olması gerekiyor.
Gelelim bu haftaki yazımıza.
Eğitim ile ilgili anne babaların en çok şikâyet ettiği konuların başında internet bağlantısı geliyor. Pek çok yerde öğrenciler internet çekmediği ya da koptuğu için derslerini kaçırıyorlar. İnterneti kopan çocuklar tekrar bağlanıncaya kadar ders bitiyor. Bu durum öğrencilerimizde ciddi psikolojik baskılara, kaygılara ve dikkat dağınıklığına neden oluyor.
Bir diğer sorun ise; bazı okulların ders programını günlük olarak öğrencilere bildirmesi. Bazı okulların sabit haftalık bir ders programı vermesi, bazılarının ise ders programını bir önceki günün akşamı öğrencilerine iletmesi… Bu durumun en sıkıntılı olan kısmı ise derslerin akşam geç saatlere kadar devam ediyor olması. Bu hem öğretmen hem öğrenci hem de veli açısından büyük sorun yaratıyor...
Her evde bir bilgisayar ve internet bağlantısının olmaması da süreci zorlaştıran başka bir konu. Bazı ailelerde okula giden birden fazla öğrenci bulunuyor. Öğrenciler, dersleri çakıştığında evdeki bilgisayardan sadece kardeşlerden birinin yararlanabildiğini, telefondan ders dinlemeye çalıştıklarında ise bundan verim alamadıklarını söylüyorlar.
Her şey normalken uzaktan eğitim hiç gündeme gelmedi.
Uzaktan eğitim tüm dünyayı etkileyen bir salgının sonucunda insanlar arasındaki etkileşimi en aza indirerek korunma çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bu nedenle uzaktan eğitimle, örgün eğitimi karşılaştırmak hiç doğru bir değerlendirme değil. Fakat burada dikkat çekmek istediğim konu; sınav grupları başta olmak üzere öğrenci, öğretmen ve veliler örgün eğitimin başlayıp başlamayacağı konusundaki devam eden belirsizlik. Bu durumda konunun tüm paydaşları rahatsız. Defalarca yüz yüze eğitimin başlayacağına dair tarihler verildi, ancak pandemi riski ortadan kalkmadığı için her seferinde bu tarihler ötelendi. Sonunda da bu eğitim öğretim döneminin uzaktan eğitim biçiminde tamamlanacağı kararlaştırıldı.
Tüm bu altını çizmeye çalıştıklarım hali hazırda yaşanmakta olan sorunlar. Peki; Bir öğrencinin psikolojisini etkileyen daha ne çok sorunumuz var farkında mıyız? Ailesinin geçimini sağlayan kimseler iş yerlerini kapatmak zorunda kalmışsa, işten çıkarılmışsa, para kazanamıyorsa, kirasını, banka borcunu, elektriğini, suyunu, internetini, doğalgazını ödeyemiyorsa, evin gıda tüketimini karşılayamıyorsa, bu koşullarda eve kapanıyorlarsa o ortamda öğrenci sağlıklı bir eğitim alabilir mi? Evinde elektriği, interneti kesik olan insanların çocukları elektronik cihazları olsa bile ne işe yarayacak? Kış aylarındayız.
Evde doğal gaz, elektrik kesikse, bir ısıtıcı yoksa, soba kuramıyorlarsa öğrenci üşümekten derse dikkatini nasıl verecek? Biz yıllarca çocuklarımızın televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi elektronik cihazlardan uzak tutmamız gerektiğini tartıştık durduk.
Bu durumun çocuklarımızı asosyalleştirdiğini, çok tehlikeli bir durum olduğunu konuşup durduk. Bugünlerde ise çocuklarımız zorunlu olarak eve kapandı. Gün boyu bilgisayar karşısındalar. Neredeyse günün tamamını hareketsiz geçiriyorlar. Sağlıksız besleniyor ve tehlikeli biçimde kilo alıyorlar. Kimseyi görmüyorlar, temiz havayı almıyorlar. Birlikte yaşayıp, ilerde anlatabilecekleri okul hatıraları biriktiremiyorlar. Okul, sınıf atmosferini, öğrenci öğretmen ilişkisini yaşamıyorlar.
Zil, sınav, sonuç olasılıkları yok. Hiç hazırlıklı olmadıkları bir sorunun tam ortasında kala kaldılar. Aile büyükleri olarak öğrencilerimizin kaygılarını, korkularını, streslerini kavrayamıyoruz. Takip edemiyoruz. Gerçekten iyi olup olmadıklarını bilemiyoruz. Çoğunun hayatında artık eğitimin pek bir öneminin kalmadığını da görüyoruz. Tıpkı insanların geçim sıkıntısı yüzünden virüse yakalanma korkusunu umursamadıkları gibi. Ama çocuklar, olup biten her şeyi gözlemliyor.
Sağlıkçılar özellikle sağlıklı ve iyi beslenin, hareket edin, çünkü şu an için elimizdeki en önemli gücümüz sağlığımız diyorlar. Mümkün olduğunca hastalanmamaya bakın, vücut direncimizi güçlendirin, aşılamanın da henüz çok başındayız, tüm dünya aşı için sırada, bu koşullarda Türkiye’de sıranın sizlere ne zaman gelebileceği hiç belli değil diyorlar.
Bu kadar büyük bir sorun içerisinde pek çok güzel şey de oluyor elbette. Siyasetin zehirli diline rağmen insanlar ciddi bir dayanışma içerisindeler. İşi bozulan, işinden olan insanlar sessiz sedasız birbirinin ihtiyacını karşılıyorlar. Evinde interneti kesilen ailelerle internetlerini paylaşıyorlar. Bilgisayarlarını kullandırıyorlar. Elektriği kesilen ailelere evlerini açıyorlar. Ay sonu giderlerine destek oluyorlar. Yani ekmeğini bölüşüyorlar. Bu tür destekleri sağlama imkânı olan aileler için yaptıkları manevi yanı çok güçlü bir davranış. Ama bu tür desteklere muhtaç duruma düşmüş aile ve çocukların psikolojisi açısından bakıldığında durum tam tersi. Bu durum hiç sürdürülebilir değil. Destek olanında, destek alanında bir dayanabilme limiti var. Ne yazık ki çoğumuz bu dayanabilme limitinin sınırındayız. Tüm bu koşullarda olup bitenleri gözlemleyen bir öğrencinin ruh halinin sağlıklı olması, derslerine konsantre olması, başarılı olması, hayalleri, hedefleri olması ne kadar mümkün olabilir. Devletimiz bu pandemi dönemi için ara ara pansuman niteliğinde destekler açıkladı. Ama eğitime, öğretime, öğrencilere yönelik pek bir şey yok. Temel sorun internet. Neden hala ücretli.
Pek çok evde birden fazla öğrenci var. Ama ihtiyaçlarını görebilecek adette akıllı cihazları yok. Neden devletimiz bununla ilgili gerçek bir çözüm üretmiyor? Eğitim ile ilgili öyle çok sorun var ki. Bir köşe yazısıyla tüm bunları anlatabilmek imkansız.
Devletimizin acil biçimde el atması, çözüm üretmesi gereken temel sorunlardan birisi eğitim ve çocuklarımız!...
Bir konunun daha altını çizerek bu haftaki yazımı noktalamak istiyorum.
Yerel seçimlerde Menemen halkı CHP’ye onay verdi. Bir yol kazası yaşandı. CHP’li meclis üyeleri arasından birinin seçilmesi çok daha yerinde olacaktı. AKP’nin başkanlığı kapma ısrarı şık ve etik değil. Keşke biraz daha centilmence hareket edebilseler. Tıpkı İstanbul seçimlerinin iptali gibi hiç yoktan bir kura usul hatası ürettiler. Şimdi valilik zorlamasıyla mahkeme sonucu beklenmeden kura çektirmeye çalışıyorlar. Yarın kuradan tekrar CHP adayı çıkarsa bu defa da mahkeme kararı beklenmeden denip bir çekiliş hakkı daha kazanmayı umuyorlar gibi!..
Sevgi ve Saygılarımla