Akıl bir değirmen gibidir, ona ne verirseniz onu alırsınız. Boş çalıştırırsanız kendine bile zarar verir. Aklı devamlı yeni ve doğru bilgilerle beslenmek gerekiyor. Yoksa insanlık yerinde saymaya başlar ve dinozorların tarihine, kaderine ortak olur. Yeryüzünden silinir gider…
Akıl tanrının insanlara bağışladığı en büyük değerdir, en güzel armağandır. Akıl iyiliklerle beslenirse iyiliğe, kötülükle beslenirse kötülüğe, hiç beslenmez ve hep kapalı tutulursa körelmeye mahkumdur. Beslenmeyen bir akıl yönlendirene hizmet eder. Bugün bilginin önünde engel olanlar aslında bilime en çok başvuranlar, onun nimetlerinden en çok yararlananlardır.
Aklınızı kullandığınız kadar hizmet ediyorsunuz insanlığa ve tarihe… Akıl kullanılıyorsa faydalıdır. Şayet kullanılmıyorsa vücutta bir kiloya yakın yük taşınıyor demektir. Aklı kullanmak ve yanlış tercihlerden dönmek de bir beceridir. Bunun içinde insanın kendi dışındaki yaşam ve düşünceleri de kavrayıp tanıması gerekiyor. Bilgiyi büyüten ve onun gücünün bilincinde olan küçük bir kesimin dışındakiler genel olarak şöyle bir hayat sürüyorlar;
Fi zamanında ailesi bir tercihte bulunmak zorunda kalmış ve o siyasi tercihini kutsal bir bilgi gibi babadan oğula tartışmadan, sahiplenip taşımış. 3 bin yıllık dünya düzeni içerisindeki Türkiye’de, vatandaşta, takım tutar gibi o fikri sorgulamaksızın sahiplenmiş ve kronik bir biçimde savunmaya devam etmiş. Bir şeylere inanmakta hiçbir sakınca görmüyorum. Aksine sağlıklı ve bilinçli bir inancın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ama doğruluğunu hiç sorgulamadığınız, içinde fikren hiçbir katkınız bulunmayan fikirlerin fanatik taraftarı oluyorsanız, fikrini paylaşmadığınız, kendinize rakip kabul ettiğiniz düşünce ve kişileri tanımadan, onlara öfke ve kin güdüyorsanız işte bu akılla açıklanabilecek bir durum değildir. Bu davranış biçimi dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Ve bu durum sadece ilkellikle açıklanabilir. Bilgiler buluştukça yeni bilgiler doğar. Çoğu zamanda bu yeni bilgiler yeni ve çok daha güçlü doğruları doğurur. Bilgi değişimin gerçek nedenidir. Başka fikirlere de açık olmak, sizin gibi düşünmeyen insanların düşüncelerine de tahammül göstermek insan olmanın önde gelen koşuludur.
Tüm bu değişkenler arasında tek sermayemiz aklımızı kullanma yeteneğimizdir.
Başkalarının hesapları içindeki yanlış olmaktansa kendi doğrularınız içindeki yanlış olmak daha masumdur.
Tabi ki insan düşünebilen bir varlıktır.
Birileri bu becerinizi sergilemenizden rahatsız olsa bile.
Tarih bununla ilgili pek çok örnekle doludur.
Düşünerek karar vermek başkalarının hesaplarını bozar.
O yüzden düşüncelere hep yasak vardır. Çoğu zamanda bu yasakları çok demokrat geçinenler uygular. Bilim adamları yıllardır hiçbir sınır, hiçbir yasak tanımaksızın şüphelendikleri her şeyi araştırıp incelediler. Çoğu zaman inandıkları şey uğrunda hayatlarını riske attılar. Ama hiç vazgeçmeden hep doğruya büyük bir inanç ve aşkla yürüdüler. Bugün yaşamımızı kolaylaştıran ne varsa hepsi onun bedeli ödemeyi göze alabilenlerin miraslarıdır.
Aklınıza yatırım yaptıysanız korkmayın.
Aklınızın sizi götürdüğü yere gidin.
Saygılarımla…
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |