Yıldızların gece fenerlerini andıran ışıldamaları süslüyordu geceyi. Sıradan telaşlar vardı evlerde. Zor bir gün bekliyordu sınava girecek Aslı’yı, ameliyat olacak annesi için endişeliydi Enes, taşınma telaşındaydı Emine abla. Derler ya dünya telaşındaydı herkes.
Her pencereden yansıyan aydınlık, gecenin karanlığıyla buluşuyor sabaha doğru yol alıyordu. Her gece karanlıktı ama bu geceki karanlık hiç unutulmayacaktı.
Kulaklardan hiç gitmeyecek bir sesle geldi o felaket. Beşik gibi sallanmak bu olsa gerek. Şimdi bitecek derken daha da kuvvetlenen sarsıntı kardeşlerimizin başlarına yıktı evlerini.
Neye nasıl yanacağımızı bilemedik, yandık ama tütemedik. Canlar vardı enkaz altında, bebekler vardı beşiklerde, hayaller kaldı yüreklerde. Yerini yurdunu bırakmak zorunda kaldı yurttaşımız. Gözyaşlarını saklayamadı hiç kimse, uyku girmez oldu gözlere, boğazda dizildi her bir lokma. Gülmek haram oldu her birimize.
Kurtarma ekiplerinin “sesimi duyan var mı?” feryatları kulaklarımızdan gitmiyor. Tek yürek oldu Türkiye ve olmaya devam edecek. Yaralarımız çok derin yavaş yavaş kabuk bağlayacak.
Şanlısın sen Urfam, Kahramanımsın Maraş, ünvanın yakışır sana Antebim, Nemrut dağı kadar görkemlisin Adıyamanım. Selam Olsun Adana, Malatya, Kilis,Osmaniye efsanesin öyle kalacaksın Diyarbakır.
Yaralı yürekler kanar derinden,
Vatanımıza bağlıyız biz ezelden,
Gelin var edelim yoku tez elden,
Sesimi DUYAN VAR MI?
GÖNÜLDEN
Derya Aygün
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |