Mekanlar ve İnsanlar (S. Derya BOSUT & Melek BALSEVEN)

Mekanlar ve İnsanlar köşemizde bu hafta, stüdyo tarzında ve belgeli ilçemizde alanında tek Bodesa Tattoo&Piercing hakkında Ersin Saktanber ile ayrıntılı bir söyleşi gerçekleştirdik.

 S.D.B: Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Ersin Saktanber: 1970 Adana doğumluyum. Aslen Adanalıyım. İlk orta liseye Adana´da devam ettim. Meslek ve Teknik Lisesi´nde Elektronik Bölümü´nün ardından Eskişehir Anadolu Üniversitesi´nde 2 yıllık Meslek Yüksekokulu´nda yine elektronik okudum. Ama o sektörde hiç çalışamadım. Belki öyle bir imkan da olmadı belki de şu yaptığım işin ruhunda öyle bir şey yoktu. Ama şimdi ki aklımla bir daha dünyaya gelecek olsam yine bu işe girerim. Hiç pişman değilim.

 M.B: O zaman yaptığınız bu işin ruhunu keşfettiğinizde yani bu işi keşfettiğinizde kaç yaşındaydınız?

Ersin Saktanber: Aslında kendimce çok geç keşfettim diyorum. Okul yıllarında elektroniğe bir merakım vardı, bununla hiç alakası olmayan bir durum yani. Yıllarca sigortacılıkta yaptım. Menemen´e eşimden dolayı evlilikle geldim. Üniversiteyi okurken tanıştık. Kadere, kısmete pek inanmam ama bizi bir şeyler orada buluşturdu. İki yıllık okul üçüncü seneye uzadı,  o yıl da eşim geldi okula. Normal şartlarda ben iki yılda mezun olup gideceğim ve yolumuz kesişmeyecek. Menemen´le uzaktan yakından bağlantım da yok. Ben Adana´dan, o Menemen´den Eskişehir´de buluştuk. Tanıştık, anlaştık. Askerlikten sonra evlendik. Önce Adana´ya yerleştik. Hatta düğünümüz burada Belediye Düğün Salonu´nda oldu. Demek ki bizi bir şeyler buraya çekiyormuş. Neyse üç sene Adana´da yaşadık. Ama eşimin hep bu tarafa gelme isteği vardı, sonunda beni kandırdı ve üç sene sonunda bu tarafa geldik. Velhasıl 99 yılından bu yana buradayız. Bu işi nasıl keşfettiğime dönecek olursak, 80´li yıllarda Adana´da yaşıyoruz. İncirlik Hava Üssü küçük bir Amerikan kasabası gibidir. Burada tattoo (dövme) stüdyoları da var. Biz de öyle bir şey yok henüz. Şimdiki gibi yaygın bir şey değil. İncirlik´te yabancı Rambos Tattoo´ya kardeşim bir dövme yaptırmıştı, öylece dövme ile tanıştık.  Ama ben yine de uzaktayım bu işlerle. Yıllar sonra bu senin işin olacak dense o yıllar kesinlikle inanmazdım. Yıllarca elektronik okumuşum. Alakam yok. Bu tamamen sanatsal bir meslek. İnsanın içinde olan bu şeyi dışarı çıkartmak önemli.

 M.B: Ne oldu da dışarı çıktı?

Ersin Saktanber: Menemen´e ilk geldiğim sene 99´da Deniz 1001 Çeşit adlı bir dükkan açtım Lise Yolu´nda. Hediyelik eşya falan satıyordum. Orada geçici dövme de yapıyordum. İlk yıl böyle geçti. Kalıcı dövme de yap talepleri gelmeye başladı. Kendime güvenim var ama toplumsal hassasiyetler karşısında dini açıdan uygun olup olmadığını öğrenebilmek, o sorulara cevabım olsun düşüncesiyle gerekli mercilere danıştım. Deri altına işlendiği için deri hava alabilir yani abdeste mani değil, sigara alkol gibi mekruh sınıfına girer sadece denildi. İlk kalıcı dövmeyi bunun üzerine 99´da yaptım. Adana´da teknik anlamda dövme nasıl yapılır diye ufak bir gözlemim olmuştu. Zaten o yıllarda da şimdi de bu konuda eğitim veren bir kuruluş yok. Bu işi bizden önce el atan büyüklerimizle zaman içinde bir dernekleşme olayımız oldu. Büyük emeklerle 2012 yılında bu iş için belge alınması sürecini başlattık. Zaten var olan stüdyoların belge almalarını sağlayıp ilerde çıkabilecek engelleri aşabilmemiz adına bu yolu açtık. Uluslararası meslek standartlarına uygun mesleğimizin konumlanabilmesi için çalışmalar yürüttük. Zaman zaman bu konuda sınavlar açılıyor. Menemen´de stüdyo tarzında bu işi yapan ve belgesi olan benden başka kimse yok. Ama olsun istiyorum, bu iş zaten sokak ortasında ulu orta yapılmamalı, sağlıkla ilgili bir konu, boyayı deri altına enjekte ediyoruz, basit bir şey değil.

 M.B: Sizin işinizin birkaç boyutu var, öncelikle sanatsal bir iş. Desen, renk bilgisi istiyor, o estetik çizgiyi atabilecek o ruha, o beceriye sahip olmanız gerekir diye düşünüyorum doğru mu?

Ersin Saktanber: O kadar karmaşık bir iş ki yaptığımız iş. Estetik olacak, sanatsal bir ruh yani. Çizimin iyi olması gerekir. Meslek lisesinde de çizim yapardık. Bunlar hepsi beni yetiştirmiş aslında. Teknik bilgi bilmek gerekli, hangi renk hangi renk ile karışırsa hangi ton elde edilir. Tek tek saydığımız bu aşamalar bir bütün içinde olması lazım. Bunları bilmek de yetmiyor, hijyen kuralları da çok önemli. Tek kullanımlık malzeme kullanıyoruz. Sterilizasyon bu işin temel kuralı. Öncelikle psikolojik bir diyaloğumuz var müşteri ile. Özel bir dövme istediğinde özelini de bilmem lazım diyerek sorular yöneltiyorum veya kişi kafasında az buçuk bir şey tasarlayıp o ruh hali ile geliyor bize, ama bazen biz de yönlendirebiliyoruz. Yoksa direk gelen kişinin istediği şeyi yaparsan çok kötü şeyler de çıkabilir bazen ortaya. Maalesef gençlerimiz çok yanlış şeyler yaptırma, kötü bir yazı yazdırma isteği ile bize gelebiliyorlar, biz en başta bunu engelliyoruz. Bunu anlatarak durdurmaya çalışıyoruz. Doğru dövme seçme konusunda rehberlik ediyoruz. İlla da ısrar ederse ben uyardım yapacak bir şey yok diyoruz. Çünkü iş sonunda abi parası ile değil mi noktasına geliyor.

 M.B: Dövme yaptırmada ilk yaş çok önemli diye düşünüyorum. Sosyal hayatı daha oturmamış çok genç bir yaşta yapılması ne derece doğru olur gelecek yaşamı için, bunun için doğru bir yaş var mı?

Ersin Saktanber: Çok haklısınız. 20 yaş ve üzeri diyebiliriz. Zaten etik olarak 18 yaş altına yapmıyoruz, aile büyüğü yanında olduktan sonra onun izni ile yapabiliyoruz o durumda da. Genelde çok görünmeyen kolun üst taraflarına, omuz ve sırt bölgesine yapmayı tercih ediyorum ilk dövmeyi. Ama maalesef ilk dövmesini yaptıran insanlar genelde ben de göreyim, başkaları da görsün diyor. Sıkılacaksın belki zaman içinde diyerek izah etmeye çalışırım ilk dövmelerde. Yüzde 85 ikna ediyorum. Bir kere zihni net, ben bunu istiyorum diyerek gidip yaptırılması gereken bir şey dövme. Beden üzerine düşen bir anı.

 M.B: Peki nasıl bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor dövme yaptırmak? İnsan niye dövme yaptırmak ister?

Ersin Saktanber: Ben hep şuna bağlarım. İlk dövme ile alakalı her şey. Mesela sigara kullanan biri, ilk sigarayı içtiği gün sigara içmek hoşuna gittiyse devamı gelir. Dövmeyi de aynen onun gibi görürüm. İlk dövme hoşuna gittiyse o öyle gidiyor. İlk dövmede yaaa filan dediyse devamı gelmiyor. Genelde yüzde 90 devamı geliyor. Mesela 15 günde bir dövme yaptırmak için gelen müşterim var. Dövme yaptırmak sıra dışı insanların işi. İsteyen yaptırır, isteyen yaptırmaz. Pişman olan gider lazerle sildirir, ilim, bilim ilerliyor.

 S.D.B: Sildirme işlemi zahmetli bir iş diye biliyorum. Ne kadar sürüyor?

Ersin Saktanber: 1 saatte yaptırdığınız dövmeyi, 6 ayda sildiriyorsunuz. Maliyetli de tabii ki. O nedenle bu işi baştan düşünüp, ne istediğine karar vermek çok önemli.

 M.B: Vatandaş dövmesini yaptırdı. Uzun ömürlü olması, renginin solmaması için uyması gereken bir takım kurallar var mı?

Ersin Saktanber: Normal şartlarda ilk 1 ay güzel bir bakım şart dövmenin güzel oturması için. Bir kere önerilen merhemi harfiyen uygulayacaksın. Hatta ilk birkaç gün çok daha önemli, ıslanmaması lifle ovulmaması gerekiyor. Yani ilk bir ay önemli, ilk birkaç gün çok önemli diyebiliriz. Bir kere deniz mevsimi ise denize, havuza girilmemesi lazım iyileşene kadar. Güneşlenmek yok. Normal şartlarda güzel bir bakımla bir ayda iyileşir bir dövme. Deniz neyse de havuza girmek intihar gibi bir şey. Sonuçta açık yara. Her cilt farklıdır, hatta her insanın her dönemki iyileşme süresi de farklıdır. Kendimden biliyorum en azından bir hafta-on günde iyileşen dövmem de vardı, bir-iki ayda iyileşen dövmem de vardı. Esasen yapılmasında en uygun mevsim kış. Soğuk havalarda yapılan dövme her zaman için daha net ve berrak olmakta, ve bakımı da daha kolaydır. Daha güzel iyileşir. Nasıl açık yara iyileşirken tatlı tatlı kaşınırsa o da öyle. Bir ay sonra ara ara üzerine nemlendirici sürülebilir deri altındaki boyayı canlandırmak için. Kullandığımız boyalar dünyada kabul görmüş tamamen kök boyası ve anti-alerjik. Ve yine maalesef ülkemizde üretilmeyen şeyler, basit bir boya kabını bile dışardan alıyoruz.

 M.B: Dövme yaptırmanın maliyeti nedir?

Ersin Saktanber: Menemen şartlarında biz de bir maliyet belirledik, tek kullanımlık malzeme kullanımının maliyeti 100 lira. 100 liraya küçük bir şey yaptırabiliyorsunuz. Büyüdükçe ve renkli çalışmada fiyat artar tabii ki.

 M.B: Hint kınası yapıyor musunuz?

Ersin Saktanber: Hint kınası dediğimiz şey geçici dövme. Ben yapmıyorum ama bir elemanımız var, zaman zaman o gelip yapıyor. Bizle iletişim kurulursa böyle bir imkanı da sağlayabiliriz. Bu arada dövme yanında piercing de takıyoruz. Piercing de başımız dahil vücudumuzun bir çok yerine takılabiliyor. O da ehil ellerde yapılmalı. Rastgele bir damara denk gelirse şakası yok.  Doğru yerlerde iyi karar verilerek yapılmalı o konuda da .

 BİZDE KALANLAR

Ersin Sakranber´in Menemen Sevgi Yolu´ndaki dövme salonuna giderken mekanla ilgili hiçbir fikrimiz yoktu. Merdivenlerden çıkıp solona girdiğimizde resim atölyesi & muayenehane karışımı mekanla karşılaştık. Duvarlarda ağırlıklı gotik tarzı rengarenk dövme fotoğrafları, resimler ve birbirinden ilginç çizimlerden oluşmuş desenler vardı. İki ayrı salonda ortada konforlu dövme koltukları ve oldukça hijyenik çalışma alanları. Cam dolaplarda tek kullanımlık dövme malzemeleri ve rengarenk boyalar ilk dikkatimizi çeken objeler oldu. Ersin Bey´in Bora ve Deniz olan oğullarının adlarının ilk heceler ve soyadlarının ilk hecesinden oluşmuş BODESA adlı salonunda dövme sanatı, bu konuda merak edilenler ve mesleğin yıllar içerisinde geçirdiği süreçlerle ilgili oldukça geniş kapsamlı ve keyifli bir sohbet oldu. ?Vücudum benim tapınağım ise tapınağın duvarlarını süslememem için bana bir neden göster? yazısına takıldı gözlerimiz. Tercih meselesi elbette ancak kişilerin hayat boyu taşıyacakları vücutlarına nakşettirdikleri anılarına dair dövmelerini yaptırırken ehil ellerde olmalarının, ruhsal ve fiziksel sağlıklarını riske atmadan güvenli dövmeler için doğru adreslerden hizmet almalarının önemini de yadsımamak gerekir diye düşünmeden de edemedik. Ersin Bey´e yıllardır sorumluluk bilinci ve başarı ile sürdürdüğü işinde aynı bilinç ve başarı ile daha çok yıllar hizmet vermesini dileyerek mekandan ayrıldık.