İzmir`de varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen, iyi bir üniversitede eğitim alan Betül Yapar, hayatımın aşkı dediği Aytuğ Yapar ile evlendi.
İşi ve evliliğiyle imrenilecek ölçüde iyi bir yaşam süren 46 yaşındaki Betül Yapar, çocuk sahibi olmak istedi ancak doğal yollarla anne olamayacağını, evlatlık bebek de edinemeyeceklerini öğrendi, eşinin koruyucu aile olma önerisini ise hayat çok zor, bir gün pes edebilirim ve ona iyi imkanlar sunamayabilirim endişe ve korkusuyla reddetti.
Yıpratıcı süreçten geçtim
Ancak anne olma hayali ile eşinin ısrarlarına dayanamayan Betül Yapar, sonunda kabul ettiği koruyucu aile olmanın hayatına kattığı anlamı ve yaşadığı değişimi, AA muhabirine anlattı.
Çocuk sahibi olabilmek için bedensel, psikolojik ve ruhsal olarak yıpratıcı bir süreçten geçtim diyen Yapar, önce reddettiği koruyucu aile olma önerisini eşinin ısrarı üzerine kabul ettiğini ve İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü`ne başvurduklarını belirtti.
Koruyucu aile kavramının Türkiye`de yeterince yangın olmadığına işaret eden Yapar, 19 yıllık mutlu evliliklerinin 4 ay önce koruyucusu oldukları bebeğin eve gelmesiyle bambaşka bir anlama büründüğünü ifade etti.
Yapar, 18 aylık olan bebeğini anlayabilmek ve ona daha iyi bir yaşam sunabilmek çin kendi geçmişini gözünün önüne getirmeye çalıştığını belirterek şunları anlattı
Ailemle ilgili olarak hafızamda ne kalmış diye, kendi hayatıma dönüp bir bakıyorum. `Onlar bana ne içirdi ya da yedirdi, ne tür yatırımlar yaptı, hangi lüks lokantalara götürdü` diye düşünüyorum. Aslında bunlarla ilgili olarak aklımda hiçbir şeyin kalmadığını fark ediyorum. Aklımda sadece, onların beni ne kadar sevdiği, pikniğe gittiğimde onlarla ne kadar eğlendiğim ve hasta olduğumda babamın başımı okşayışı kalmış.
O bizim biricik kızımız
Çok başarılı bir geçmişi olduğunu dile getiren Yapar, duygu dünyasında yaşadığı olağanüstü değişimleri şu cümlelerle özetledi
Biz sadece 4 aylık çiçeği burnunda bir koruyucu aileyiz. Fakat ben şimdiden 4 yıl önceki hayatıma bakıyorum, çok başarılı bir geçmişim var ama şu anki gibi bir anlamı yok. Korku ve tereddütlerim, kızımı kucağıma aldığımda şu ana kadar hiç tatmadığım derin bir sevgiye dönüştü.
Bebeğimizin, başka bedenlerde hayat bulması ya da doğması hiç umrumda değil. O bizim biricik kızımız. Bazı geceler, bebeğimizin uyuduğu odaya sessizce geçiyorum. Beşiğinin karşısındaki kanepeye uzanarak onu izliyor ve sonra da eşimi uyandırarak odaya getiriyorum. Biz onu seyrederken, onun gülümsediğini görüyorum. İşte o zaman dünyalar bizim oluyor.
Çocuk sahibi olamıyorsanız, çok da zorlamayın. Vermeyince, Allah vermiyor. Koruyucu anne olarak, bir anne ile aynı düşünceleri hissettiğimi düşünüyorum.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |