Deri tüccarı Şerif Ali Ağa tarafından 1761 yılında yapımına başlanan Çakırağa Konağı, Ege Bölgesi´ne özgü mimari üslubu günümüze kadar korumuş ender yapılardan biri olarak gösteriliyor.
Kırsal Turizm Derneği Birgi Temsilcisi Yaşar Günaydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işi gereği sık sık büyük şehirlere ve Avrupa´ya giden dönemin önemli tüccarlarından Şerif Ali Ağa´nın gittiği yerlerde gördüğü mimari yapılardan etkilenerek Birgi´de onlara benzer bir ev yaptırmak istemesiyle konağın temelinin atıldığını söyledi.
Hanımlar memleket özlemi çekmesin diye...
Üç katlı konağın yapımında ünlü Osmanlı mimar ve ustalarının yanı sıra İtalyan ustaların da çalıştığını kaydeden Günaydın, ağaç işçiliği, duvarlarındaki süslemelerle dikkati çeken yapının İstanbul ve İzmir odaları ile yapıldığı dönemin en önemli örneklerinden biri olduğunu vurguladı.
Çakırağa Konağı´nın yapımına ilişkin aktarılan bilgilerin de ziyaretçileri çok etkilediğini, özellikle odaların turistlerin ilgisini çektiğini dile getiren Günaydın, şöyle konuştu
Çakırlar´ın Şerif Ali Ağa´nın iki eşi olduğundan bahsedilir. Biri İstanbullu, biri İzmirli. İkisinin de ayrı odası var. Bu odalar, İstanbul odası ve İzmir odası olarak anılıyor. O kadar romantik ki ağamız, hanımlar memleketlerine özlem çekmesin diye odalarının duvarına şehirlerin silüetini yaptırıyor. İzmir odasında İzmir, İstanbul odasında İstanbul silüeti var. İkisi de oldukça ihtişamlı odalar. Yapılışına dair aktarılan bu bilgi ziyaretçilerin çok hoşuna giden bir hikayedir.
Bu arada, konağın restoresi için proje ihalesinin yapıldığı, Kültür ve Turizm Bakanlığında incelenmekte olan projenin onaylanması halinde restorasyon çalışmalarının başlayacağı ve 2016 yılı içinde tamamlanacağı öğrenildi.
Konağın mimarisi hakkında bilgi
Çeşitli kaynaklarda konakla ilgili şu bilgiler yer alıyor
Geniş bir bahçe içine yapılan Çakırağa Konağı, taş temel üzerine üç kat olarak inşa edilmiştir. U şeklinde tasarlanan binanın ikinci ve üçüncü katlarında, dış sofalı plan şeması uygulanmıştır. Zemin kat hariç on dört odası vardır. Geniş bir saçakla çevrelenen bina kiremitle kaplı bir çatıyla örtülmüştür. Ahır, samanlık, hizmetli ve misafir bekleme odalarının yer aldığı zemin kat, taş plakayla döşenmiştir. İkinci ve üçüncü katlar ise tamamen ahşaptır ve ahşap arası kerpiç dolgu adı verilen bir teknik ile inşa edilmiştir. İnşaatta kullanılan ahşap malzemeler Venedik´ten getirtilmiştir. Konut olarak 1950´ye kadar kullanılan, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen konak, iç düzenleme ve teşhire yönelik çalışmaların tamamlanmasından sonra 1995 yılında ziyarete açılmıştır.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|