Benim büyük dedem bir Çanakkale Savaşı kahramanıydı. Mustafa Kemal´in Çanakkale Savaşında yoldaşıydı. Onu Samsun´a uğurlayanlardan biriydi. O vatanına milletine devletine bağlı bir yurtseverdi.
Aşağıda anlatacaklarım kimisi belgelerden ve aile anılarından, aile içinde anlatılanlardan derlediğim tamamen tarihi gerçeklerdir.
Anneannemin babası Ordu Hatibi Hüseyin Hilmi Efendi Akseki´nin kuş uçmaz kervan geçmez dağ köyü Hocaköy´den Tire´deki medreseye okumaya gelmiş. Zamanla kendisi de müderris (medrese profesörü) olmuş, hatta daha da yükselmiş o zaman için ülkenin en önemli medresesi Fatih medresesinde de ders verir hale gelmiş. Yılın 6 ayı İstanbul´da Fatih Medresesi´nde 6 ayı da Tire´deki medresede ders verirmiş. Bu çok fakir ama zeki çocuk çevrenin dikkatini çekmiş; Tire eşrafı onu öğrenciliğinde desteklemiş. Zamanının Tire´sinin önde gelen ailelerinden birinin kızı ile de evlendirilmiş. Hüseyin Hilmi Efendi anneannemin babasıymış.
Benim sülalemde çoğu oldukça üst düzey okumuş ancak farklı görüşlerden önemli insanlar vardır.
1915 yılında tüm ülke Çanakkale´de vatan savunması için toplaştığında büyük dedem Hüseyin Efendi de 57. Alayın Ordu hatibi, imamı olarak oradaymış. 1915 yılının 26 Mart´ında Yarbay Mustafa Kemal ile tanışmış olmalıdır.
57. Piyade Alayı, Osmanlı İmparatorluğu ordusuna mensup bir alaydır. Çanakkale Kara Savaşları´nın başlangıcı kabul edilen Anzak Çıkarması ve sonrasında gerçekleşen çatışmalardaki başarısı ile bilinir. Alay, 30 Kasım 1915 tarihinde Osmanlı Padişahı 5. Mehmed tarafından madalyalarla ödüllendirilmiştir. İşte büyük dedem Hüseyin Hilmi Efendi de bu madalyalardan birisinin sahibidir.
26 Mart 1915 tarihinden itibaren Bigalı köyünde 57. Alayın eğitimi ile görevlendirilen Yarbay Mustafa Kemal, çıkarmanın beklendiği yere en yakın noktalardan biri olmasından ötürü, 57. alayın orada kalmasında ısrarcı olmuştur. Onun bu ısrarı savaşın, belki de ülkemizin kaderini belirleyen çok önemli sonuçlar doğurmuştur.
İngiliz, Anzak ve Fransız birliklerine mensup 25 bin kişilik büyük bir kuvvet, 25 Nisan 1915 sabahı, harp gemilerinin yoğun ateş desteğiyle Arıburnu´nda karaya çıkarak Çanakkale´de kara savaşlarını fiilen başlattı. Bu kuvvet hiçbir engelle karşılaşmadan ilerlerken 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 628 kişilik 57. Alay ile düşmanı Kanlısırt´ta karşıladı. Tarihin en muhteşem kahramanlık destanlarından birisi burada yazıldı.
Yarbay Mustafa Kemal, kendisine bu yönde bir emir gelmemiş olmasına rağmen düşman çıkartmasını haber alır almaz yanına 57. Alay´ı alarak, kişisel kararıyla stratejik açıdan önemli olan Conkbayırı´na doğru hareket etmiş. Conkbayırı´na varıldığında bizzat Yarbay Mustafa Kemal´in emriyle, kendisinden yaklaşık 2-3 kat daha büyük olan düşman güçlerine karşı saldırıya geçmiştir.
25 Nisan günü Mustafa Kemal 57. Alay´a ünlü mesajını vermiş: "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlik ve komutanlar alacak" İşte bu emri askeri olarak Mustafa Kemal verdiği bilinen bir gerçektir. Ama askere bu şehadet emrini manevi olarak yani dinen benim büyük dedem Hüseyin Efendi aktarmış olmalıdır.
Ardı arkasına gelen yenilgilerle kendini çaresiz hisseden bir milletin kaderi bence orada değişmiştir.
Bu haftalık yerim dolu. Haftaya devam ederiz. Sağlıcakla kalın.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |