Geçmiş bayramları kutlamaya devam ediyoruz. 30 Ağustos resmi bayramlarımızdan birisi. Unutturulmaya çalışıldıkça daha çok sahiplendiğimiz bir bayram. 30 Ağustos 1922 günü Mustafa Kemal önderliğindeki Milli Mücadele güçleri işgalci Yunan askerlerine karşı zaferi kesinleştirmiş. Karşısındaki Yunan askerleri memleketlerine geri dönebilmek için kaçmaya başlamışlardır.
Peki, biz bu işgale bir anda mı geldik? Kesinlikle hayır. Özellikle 19. yüzyılda tüm dünyayı ve Osmanlı coğrafyasını karış karış gezen batılı gezginler, bilim adamları ve ajanlar bizi bizden daha iyi tanıyorlardı. Bu yolla biz fark etmeden onlar hükmettiğimiz coğrafyanın bazı özelliklerini, özellikle Ortadoğu Petrollerini, ülkemizin Asya´ya geçiş yolu üzerinde bulunduğunu fark ettiler. Bunları ele geçirmeleri gerekiyordu. Bu amaçla bizim bölünmemiz parçalanmamız için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Bizi kendi içimizden de parçaladılar. Kimi zaman yenilikçi Islahatçı oldular, kimi zaman müttefik kimi zaman da İslamcı, Padişahçı oldular. Ama her durumda ayrılıkçılığı kışkırttılar.
Dünya Savaşları bu ülkelerin Dünyayı paylaşmaları için yaptıkları savaşlardır. Bu paylaşım doğal olarak Osmanlı Coğrafyası üzerinde de yaşanmıştır. Son Osmanlı Padişahının adına atılan imza ile elimizde kalan son vatan parçası da birçok parçaya bölünmüş. Bize Anadolu´nun içlerinde küçük kırsal bir parça bırakılmıştır. Özellikle ?Son Osmanlı Padişahının adına atılan imza? dedim ki ne demek istediğimi iyi anlayın. Osmanlı kendi parçalanışına kendisi imza koymuştur. Osmanlı kendi sonunu kendisi hazırlamıştır. Yurdumuzun paramparça edilişine esasen sadece Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Ulusal Güçleri karşı koymuşlardır. Padişah ise işgale karşı olan bu ulusal direnişi engellemeye çalışmıştır. Bunun için elindeki tüm yetkileri, özellikle halifeliğini, kullanmıştır. İngilizlerin desteği ile kurduğu Kuva-i İnzibatiye denilen milis güçleri ile işgale karşı koyan bizim kendi milli güçlerimize karşı saldırılar düzenletmiştir. Milli güçlerin dine ve Allah´a karşı çıktıklarını emrindeki din adamları aracılığı ile Anadolu´ya yaymıştır. Sultan Vahdettin iktidarını koruyabilmek adına işgalci emperyalist güçler ne derse onu yapmaktadır. Doğal olarak Anadolu´da Padişahının bu girişimlerine bağlı kalıp direnmeyen, hatta milli mücadeleyi engellemeye çalışan bir kesim de vardır. Demek ki Milli Mücadele Anadolu´da yaşayan herkesin el birliği ile katıldığı bir savaş değildir. Padişah ve çevresi, ona bağlı olan kesim İngiliz Mandasına girersek onların bizi bölmeyeceklerine inandırılmıştır.
Biz bazı şeyleri okul kitaplarında sürekli tekrarlanan bazı kalıp kelimeler ile öğrendik. Daha doğrusu öğrenmiş gibi yaptık. ?Mandasına girmek? ne demektir? Bir devletin, bir ulusun başka bir ulusun himayesine, boyunduruğu altına girmesi demektir. Ki son üç-dört yüz yılın uygulamalarına bakılırsa bu tam anlamı ile köleliği ve geri kalmışlığı kabul etmek demektir. Hindistan, Çin, Brezilya, Afrika ülkeleri bu yollardan hep geçmişlerdir. Bu ülkelerin zenginlikleri alınıp götürülmüş halkı ya katledilmiş ya da fakirliğe cahilliğe hatta açlığa mahkûm edilmişlerdir. Zaten İngilizlerin bizi parçalamadan korumaya hiç niyetleri olmadığını sağır sultan bile bilmektedir ama nedense bizim ? Sultan? bilmemekte veya bilmek istememektedir. İngilizler 1915´de Londra´da yapılan bir toplantıda Osmanlı topraklarının bölüşüm planına imza koymuşlardır. İngilizler için bizim onlara tabi olmamız onların Hindistan´a olan karayolları üzerinde bir engelin kalkmasıdır. Onların ilgilendiği sadece budur.
İşte 30 Ağustos bu sömürgeci devletlerin tüm bu planlarını alt üst etti. 30 Ağustos Mustafa Kemal´in ?tüm sorumluluğu alarak? yaptığı kişisel planlaması ile yapılan bir zaferdir. Mustafa Kemal´in Başkomutanlığı ve sorumluluğu tek başına alması ile bir anda kesin zafer kazanılmıştır.
30 Ağustos bayram olmasın da hangi gün olsun değil mi? Bunun gururu Mustafa Kemal´in önderliğindeki Milli Mücadele güçlerinindir.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |