Bir tohuma neler yüklenmez ki , gölgeler yaratacak bir ağaca dönüşecekse eğer. Bir tohum nelere gebe değildir ki toprağında gıda, toprağında mistik bir tarih, toprağında bereket varsa… Bir tohumdur her çocuk ve bir çınar olmak için yaratılmıştır… Bir çınardır her insan tohumdan büyümüş… Ve bir bahçıvandır öğretmen tohumları sevgisiyle, bilgisiyle, emeğiyle ve umuduyla büyüten… Tohumlara suyu gözyaşıyla, güneşi bilgisiyle, gölgeyi insan şefkatiyle, gıdayı sevgisiyle sunan… Sonsuzluk tadında bir yaşama bırakılmış fidan gülüşlü tohumlara kucak açmış bahçıvanlarla yetişecek çınarlara gebe bir dünyada ancak mutlu olacak insanlar… O öğretmen , o çocuklara akıtacak sevgilerini , hüzünlerini, insanı insan yapan bilgilerini. Ve büyüyecek o çocuklar yeni bahçıvanlar olacak. Ve büyüyecek o çocuklar insana hayatı sunacak, derman sunacak, bilgi sunacak, aydınlık sunacak yeryüzüne ve daha da aydınlanacak yeryüzü… Yeryüzü sevginin, yeryüzü aşkın, yeryüzü bilimin yüzü olacak. Ve böylece her bina, her köprü, her gemi, her yeni ağaç, her mühendis, her doktor, her ilaç, her sevgi gülüşlü şiir, her kitap bilgi yüklü yazar, her melodi ve her şey yeniden tazeleyecek kendini; o bahçıvanlardan aldığı bilgiyle, gıdayla fidana dönüşecek tohumlar sayesinde… Ve o tohumlar bugün yeni tohumlara sunacak yüreklerini, daha da güzelleşsin diye dünya…
Yangın yürekli öğretmenlerimizin ışığında güzelleşecek bir dünyada , çınar olmaya çalışan esmer sevdamla yüreklerinden öpüyorum tüm eğitim emekçilerinin, öğretmenlerimin…