|
BU SEÇİM İZMİR´E TALANDAN KURTULMA ŞANSI GETİRİYOR
Eskiden halkların, insanların haklarının gasp edilmesi şeklindeki talan çağımızda dönüşüm geçirdi şimdilerde daha çok doğanın, doğal kaynakların ve hayvanların yaşam haklarının talanı daha ön planda gidiyor.
Tarih: 8.2.2019 12:03:29
/ 166okunma / 0yorum
|
Dr. Suphi Toprak
|
Eskiden halkların, insanların haklarının gasp edilmesi şeklindeki talan çağımızda dönüşüm geçirdi şimdilerde daha çok doğanın, doğal kaynakların ve hayvanların yaşam haklarının talanı daha ön planda gidiyor. Gelişmiş ülkeler kendi doğal kaynaklarını korumak için gelişmemiş ülkelerin güçsüzlüğünden yararlanıyorlar. Talan dünyanın her köşesinde var. Gelişmeye çalışan ülkeler geçim sıkıntısı çektikleri, iyi yönetilmedikleri, gelişmiş ülkelerin baskısı altında oldukları için kendi kaynaklarının talanına izin veriyorlar boyun eğiyorlar. Talan esasen ulusal ve çok uluslu şirketler eliyle yürüyor. Şirketlerin en önemli hedefi verimlilik ve karlılık tabii ki. Devletlerin ülkeye gelir getirdikleri insanlara iş verdikleri için bu şirketlere ihtiyaçları, göbekten bağları var. En gelişmiş ülkelerde bile etki altına aldıkları siyasetçiler ve yöneticiler aracılığı ile bu talanı pervasızca sürdürülebiliyor. Bir kısmı bu şirketlerin yarattığı ekonomik hareketlilikten beslenen halk da etki altında oluyor. Az sayıda duyarlı vatandaşın şirketlerin maddi ve siyasi gücünün karşısında inançlarından başka dayanakları yok.
Kaynakları kısıtlı ama buna rağmen az üreten çok tüketen bir halkız. Çalışkan ve nitelikli insanlara sahip olduğumuz söylenemez. Yöneticilerimiz de bu halkı memnun edecek yöntemleri sahipleniyorlar. Yeniden seçilebilmek için buna zorunlular. Borç alıp bizim olmayan parayı harcıyoruz. Bu israf ve şaşaa düzenini sürdürebilmek için yöneticilerimiz sürekli kaynak bulmak zorundalar. Bu sebeple devlete ait ne varsa yoksa hepsini sattılar. Bu da yetmedi büyük miktarlarda veresiye işler yaptırdılar yaptırmaya devam ediyorlar. Gırtlağımıza kadar borçluyuz yani. Yine de kaynak yetmiyor başka kaynaklar bulunmak zorunda. Taşımızı toprağımızı para edecek ne varsa satmaya çalışıyorlar. Ama şirketler de uyanık. Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeki taşı istemiyor. Örneğin bölgemizin su ve temiz hava deposu Yamanlar´ın güzelim çam ormanlarının altındaki taşları istiyorlar. Çünkü orasını işletmek daha karlı. Ne yapıyor ediyor yöneticilerimizi ikna ediyorlar. Altındaki basit taşlar çıkartılacak diye üzerindeki koca bir orman kesiliyor. Bunu yaşadık ve yargı kararlarına rağmen bu ve benzeri tehditler halen devam ediyor. Yani para edecek her şeyimiz tehdit altında. Biriktirdiğimiz her şeyi, fabrikalarımızı, devlet arsalarımızı ne var ne yoksa sattığımız için artık ormanımız, havamız, suyumuz bile satılık. Para ve iş kaynağı olarak görülen inşaat sektörü İstanbul´un dağını taşını beton ile doldurdu. Şimdi sıranın İzmir´de olduğunu biliyoruz ve yaşıyoruz. İzmir´in henüz el değmemiş çok kaynağı var. Örneğin Karayolları mülkünü arsa yapıp sattılar ama Ege Üniversitesinin üzerinde oturduğu arazi altın değerinde bir arsa. Üniversiteyi yeni yapılan şehir hastanesine taşıdıktan sonra ne olacak zannediyorsunuz? O arsa da kapanın elinde kalacak. Ormanlarımız, göllerimiz devasa sitelerin görsel mezesi olmadılar mı İstanbul´da? Değerli bir arsanın görsel değerini arttırmada Kültürpark´ı meze ederiz diye düşünüp elini ovuşturanlar var örneğin. Gelişim olmalı ama elindekini avucundaki satıp savıp üstüne bir de borçlanarak değil.
Yıllar içinde çok çalışmış dolayısı ile yıpranmış yöneticilerin kendi istekleri ile görevi bırakmaları uygar bir davranış. 15 yıl Belediye Başkanlığı yapan Aziz Kocaoğlu görevi kendi isteği ile bıraktı. Kendisine hizmetleri için minnettarız. Ama yerine aday belirlenme aşamasından itibaren bu saldırılar toplumun diline malzeme edildi. Düzenli simit aldığım simitçi bana “ hocam büyükşehir belediye başkan adayının babası darbeciymiş diyorlar “ deyiverdi. Bir başkasına da yeni adayın bölücü olduğunu da fısıldadıklarını duyuyoruz. Kişilerin hassasiyetine göre farklı kışkırtmalar mevcut demek. O sebeple açık açık taraf tuttuğum bu yazıyı yazmaya karar verdim. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer´den yana tarafım. Bu seçimde İzmirliler şehirlerini talandan kurtarma şanslarını Tunç Soyer´e oy atarak yaratacaklar. ( devam edecek )
Okuyucu Yorumları (0 yorum)
Yazarın Diğer Yazıları
AYNEN (09 Mart 2018 - Cuma)
|
İki düşman arasında öyle konuş ki, barıştıklarında utanmayasın.
SADİ
|